Neredeyse her gün farklı bir çeşit salata hazırlıyorum. Salata yapmak, farklı lezzetleri buluşturmak keyif veriyor. Bazı günler mevsim yeşilliklerine, karabuğday, siyah fasulye veya mercimek eklerken, bazı günler ise ızgara sebzeler, kinoa (Güney Amerika’da yetişen ve tohumları yenen bir bitki) ve badem kullanmayı tercih ediyorum.
Yeni karışımlar keşfetmek hoşuma gidiyor. Böylece öğünümü dengeli yemek için çeşitlendirmiş oluyorum. Öncelikle temel sebze ve yeşillik malzemelerini belirledikten sonra protein ekliyor, sağlıklı bir yağ seçiyorum. Küçük bir porsiyon sağlıklı karbonhidrat ekliyorum ve bu yeni keşfimin lezzetinin tadını çıkarıyorum.
Danışanlarımın yemek günlüklerinde, tükettikleri salatalarda ya sebze yoğunluklu ama protein içermeyen ya da fazla protein kullandıklarını görüyorum. Protein, salatada bulunması gereken temel bileşenlerden biridir. Öncelikle tokluk hissini artırır, metabolizmayı hızlandırır ve yağsız doku oluşmasını (kas) ve bu dokunun korunmasını sağlarken hormonlara, saçlara, cilde ve bağışıklık hücrelerine de çok iyi gelir. Fakat ihtiyaç duyduğunuz protein miktarından fazlasını alırsanız, vücudunuzun fazla proteinleri yağ hücrelerine dönüştürmekten başka çaresi kalmaz.
Salatalarınızdaki dengeyi iyi ayarlayabilmek için yarım bardak bitkisel protein (tahıl vb) ya da 3-4 köfte büyüklüğünde yağsız kırmızı et veya deniz ürünleri kullanabilirsiniz. Eğer tercihinizi süt ürünlerinden yana yapmak istiyorsanız salatanıza bir avuç lor peyniri ya da yumurta eklemeniz yeterli olacaktır.
Yeşillikler ve sebzeler salatanın en temel malzemeleridir. Eğer seçeneklerinizi dar tutuyorsanız (mesela sadece ıspanak veya marul kullanıyorsanız), diğer sebzelerin faydalarından mahrum kalıyorsunuz demektir.
450 binden fazla insanın katılımıyla yapılan ve en yaygın yenilen sebzelerin tüketimine dikkat çeken bir araştırma, miktarına bakılmaksızın daha fazla çeşitlilikte sebze yemenin akciğer kanseri riskini azalttığını ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni her bir bitkinin eşsiz türde antioksidan, besleyici öğeler ve kanserle savaşmaya yardımcı doğal elementler içermesidir. Bu yüzden farklı çeşitlikte sebzeler tüketmek, vücudunuzun daha fazla korunmasını sağlayacaktır. Sebzelerin faydasını görmek için, yeşillik, domates, mor lahana, biber, soğan gibi pek çok farklı renkteki sebzeyi bolca tüketin ve çeşitliliği önemseyin.
Tıpkı protein gibi yağ da vücudun yapı taşlarından biridir. Yağ hücre zarının, beynin, hormonların ve cildin en büyük yapısal bileşenidir. Sağlıklı yağlar inflamasyonu azaltır, tokluk süresini artırır. Aynı zamanda vitamin ve antioksidanlardan yarar sağlanabilmesi için yağa ihtiyacı vardır.
Zeytinyağı, balzamik sirke, sarımsak ve kurutulmuş otlarla yapılan sade sosları salatamı tatlandırmayı seviyorum. Bazen salatamda avokado veya fındık parçalarına yer açmak için yağ kullanmazken bazen de karışımlarında zeytinyağı ile fırında pişmiş, ızgaralanmış ya da sotelenmiş sebzeleri ekliyorum. Elbette salatanıza yağ, sos ekleyebilirsiniz. Seçiminizi doğru yapmak ve sınırı aşmamak için porsiyonlarınıza dikkat etmeniz yeterli olacaktır.
Salataları beğenmememizin genel sebebi salatanın sadece birazcık yağ, sirke ve ızgara tavuk ile marul gibi çok sade karışımlardan oluşmasıdır. Neyse ki salatalarınıza lezzet vermek için başka doğal baharat gibi seçenekler de var. Doğal baharatlar daha uzun süreli tokluk sağlarken ve metabolizmayı hızlandırmaktadır. Salatanıza tat vermek için taze fesleğen, taze nane ile baharatları, çiğ ya da pişmiş sarımsağı yağ ve sirkeyle karıştırmayı da mutlaka deneyin.
Sağlıklı bir salata aynı zamanda tüm duyularınıza da hitap etmelidir. Tüm bu püf noktaları ile kolay ve zayıflamanıza yardımcı harika lezzetler yakalayacaksınız.