Tatil boyunca artan tuz, alkol ve hazır içecek tüketimi vücudu susuz bırakabilir. Güne 1 bardak ılık su ile başlamak, gün boyunca da 2–2.5 litre su tüketmek; ödemin atılmasına, sindirimin düzenlenmesine ve metabolizmanın hızlanmasına destek olur.
Tatil sonrası en büyük hata ‘aç kalarak hızlı kilo verme’ çabasıdır. Oysa uzun açlıklar metabolizmayı yavaşlatır. Bunun yerine:
● 2 ana öğün + 1 ara öğün düzeni kurulmalı.
● Öğünlerde kompleks karbonhidrat (tam tahıl, bulgur, yulaf), yağsız protein (balık, tavuk, baklagil) ve bol sebze yer almalı.
Dondurmalar, tatlılar, beyaz ekmek ve hamur işleri tatilde fazla tüketilmiş olabilir. Tatil sonrası bu alışkanlıklar devam ederse kan şekeri dalgalanmaları ve yorgunluk hissi artar. Bunun yerine tam tahıllı ürünler, sütlü tatlılar veya taze meyve iyi bir alternatiftir.
Tatildeki ağır yemekler sindirimi zorlayabilir. Sebze, meyve, kuru baklagiller ve tam tahıllar bağırsak sağlığını destekler, tokluk sağlar ve kan şekerini dengeler. Özellikle mevsim sebzeleri (kabak, patlıcan, yeşil fasulye) ve posalı meyveler (şeftali, elma, armut) tercih edilebilir.
Tatil sonrası ödem ve şişkinliklerin en büyük nedeni fazla tuz ve alkoldür. Yemeklere tuz eklemek yerine baharat, limon ve zeytinyağı ile tatlandırma yapılmalı. Alkol tüketimi azaltılmalı veya tamamen bırakılmalıdır.
Beslenme tek başına yeterli değildir. Günde 30 dakika tempolu yürüyüş veya hafif egzersiz metabolizmayı hızlandırır, moral ve enerji verir.
Tatil sonrası beslenme, katı diyetlerden çok dengeye odaklanmalıdır. Düzenli öğünler, bol su, liften zengin sebze-meyveler, ölçülü protein ve hareket ile vücut kısa sürede eski ritmine kavuşur. Önemli olan tatilde kazanılan geçici alışkanlıkları kalıcı hale getirmemek ve sağlıklı yaşamı bir rutin haline getirmektir.