ARA
Tüp bebek tedavisi yeni gelişen genetik ve laboratuvar sistemlerinin gelişimi ile birlikte gebelik elde edemeyen çiftler için umut olmaya devam etmektedir. Tüp bebek tedavisine başvuran hastaların özelliklerine bakıldığında yüzde 40 kadın kaynaklı, yüzde 40 erkek kaynaklı ve yüzde 20 de hiçbir sebep bulunamayan çiftlerdir. Geçirilmiş enfeksiyonlar, operasyonlar, endometriozis gibi hastalıklar gebelik sürecini sosyal sebeplerden dolayı ötelemek bu tedaviye olan ihtiyacı arttırmaktadır.
Tedavi nasıl gelişti?
Embriyo aktarımı 1800’lü yıların sonuna doğru ortaya çıkmıştır. O yıllarda tavşanlar arasında embriyo transferi çalışmaları ile olmuştur. Ancak uzun bir süre farklı bir gelişme sağlanamamıştır. İlk döllenme 1973 yılında yapılmıştır ancak anne vücuduna uyum sağlayamamıştır. 1978 yılında ise Dr. Edwards ve Dr. Steptoe başarılı bir çalışma gerçekleştirmişlerdir ve Louise Brown dünyaya gelmiştir.
Kimler tedaviye başvurmalı?
37 yaş altında 1 yıldır, 37 yaş üstünde 6 aydır korunmasız ilişkiye rağmen gebelik elde edilemediyse mutlaka çiftlerin bu konuda uzman desteği almaları tedaviye geç kalınmaması yönünden çok önemlidir.
Bu çiftler değerlendirilirken gebeliğe ulaşma zamanını göz önünde bulundurmak da çok önemlidir. Ekonomik ve psikolojik olarak yıpranma süreci infertil çiftlerde çok fazladır.
Tedavi nasıl gelişir?
Tüp bebek tedavisinde uzun süredir uygulanan eski standart yumurta geliştirici protokollerin dışında daha düşük doz ve doğal protokoller kullanılarak yumurta ve embriyo kalitesi arttırılmaya çalışılmaktadır. Özellikle yumurtalık rezervi azalmış hastalarda umut verici sonuçlar elde edilmiştir
Özellikle yumurta sayısı az olan hastalarda birden fazla indüksiyon uygulanarak embriyo havuzu oluşturulması da transfer başına olan gebelik oranlarını arttırmaktadır. Özellikle başarısız embriyo transfer sonrası tedaviyi bırakma oranlarının yüksekliği de göz önüne alınırsa havuz sisteminin değeri daha iyi anlaşılabilir
İndüksiyon süresi kısa ya da beklenenden daha uzun sürmüş hormon seviyeleri optimize olmayan siklüslerde transfer yerine bir sonraki ay mevcut embriyoların dondurularak, dondurulmuş embriyo transferi planlanması da başarı şansını arttırabilecek bir uygulamadır.
Sperm sayısı ve hareketliliğinde sorunları olan hastalarda sperm-chip ya da hyaluranik asit-binding testleriyle daha kaliteli spermlerin seçilmesini sağlanabilir. Bu uygulamalarla embriyo kalitesini arttırarak başarı şansını da arttırabiliriz.
Günümüzde yapılan onca araştırma sonucu ortaya konan bir gelişme de 5. günde yapılan embriyo transferinde gebelik oranlarının daha yüksek olmasıdır. Bu sebepten dolayı blastokist transferi yapılması için şartlar zorlanmalıdır.
Gebelik şansını arttırabilecek diğer yöntem ise embriyoların sadece morfolojik özelliklerine göre değil, dinamik özellikleri de değerlendirilerek seçilebilmektedir. Yeni sistem inkübatörler bizlere bu şansı verebilmektedir
Önemli gelişmelerden biri de embriyoların genetik yapısının artık incelenebiliyor olmasıdır. Son 15 yıldır inceleme yapılabiliyor olsa da ayrıntılı değil ve gelişme sağlanamıyordu. Ancak günümüzde “Next Generation Sequence – NGS’’ yöntemi ile tüm embriyolar ayrıntılı olarak incelenebilmekte ve kalıtsal bir hastalığın olup olmadığı saptanabilmektedir.
Sigaranın bırakılması, kilo verilmesi, proteinden zengin diyet ve D vitamin desteği de başarı şansını etkileyebilecek diğer önlemlerdir
Yukarıda ayrıntıları ile açıkladığımız gibi ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik gelişmeler tüp bebek tedavisinin ileri düzeye taşınmasını sağlamıştır. Günümüzde birçok yerde bu son teknolojik uygulamalar yapılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca sadece tedaviyle ilgili değil bu sürece katılacak olan çiftlerin biyolojik ve psikolojik gelişimi de üst düzeyde tutulabilmektedir. Bu da başlı başına yine tüp bebek tedavisinin gelişimi içerisinde sayılabilir. Ancak bu sağlıklı koşullar sağlandığı zaman tüp bebek tedavisi de başarılı sonuçlar verecektir.
