İYİ HİSSET - SAĞLIK

Çocukların diş hekimi korkusunu yenmenin yolları

Sağlıklı dişler için daha çocukken onlara iyi bakmaya başlamak ve çok geç olmadan diş hekimiyle tanışmak gerekiyor. Bu sayede çocukla diş hekimi arasında güvenli bir bağ kurulabiliyor ve minikler çok küçük yaştan itibaren diş sağlığının önemini kavrayabiliyor. Dentgroup Kids’ten Diş Hekimi Pınar Algül Özekici, çocukların diş hekimi korkusunu yenmenin ve diş sağlığının önemini öğrenmelerinin yollarını anlattı

profil
BT Ekip
18.08.2024
Çocukların diş hekimi korkusunu yenmenin yolları

Eğer çocuğunuz çocuk diş hekimiyle hiç karşılaşmamışsa, onun yanında kendi yaşadığınız olumsuz tecrübelerinizden bahsetmemelisiniz. Çünkü çocuğunuz sizin deneyimlerinizden yola çıkarak, daha tanışmadan diş hekimlerine karşı korku geliştirebilir. Çocuğunuzu diş hekimine götürmekle tehdit etmeyin. ‘Fırçalamazsan dişin çürür ve doktor sana iğne yapar’ gibi cümleler çocuğun diş hekimine karşı fobi geliştirmesine neden olabilir. Dişlerin ve diş tedavisinin önemli olduğuyla ilgili konuşmalar yapabilirsiniz. Yapılacak işlemler hakkında detay vermekten kaçınmanızı tavsiye ederim. Çocuğunuzun diş hekimiyle tanışma seansını ertelemeyin, olabildiğince erken dönemde çocuğunuzu çocuk diş hekimiyle tanıştırın. Erken dönemde tanışma çocukta güven duygusunun gelişmesini sağlar. Düzenli rutin kontrollerle bu bağ pekişir ve tedavi gereksinimi durumunda çözüme ulaşmamız çok daha sıkıntısız olur.


Benim için ilk muayene, çocukla tanışma günü aslında. Tedavi odasına giremeyecek kadar korkan çok fazla minik hastamız oluyor. Bu durumda onların zorla odaya girmelerini istemiyorum, gerekirse yanlarına gidip ilk tanışmayı oyun alanında gerçekleştiriyorum. Genelde ilk sohbetimizi dişle alakalı olmayan bir konu üzerine kuruyorum. Çocukla bir yerlerde bağ kurmaya çalışıyorum. Bu bazen bir oyuncak, bazen bir çizgi film, sevdiği bir yemek ya da okulla alakalı bir şeyler olabiliyor. Bazen konuşmalı bir sohbete dönüşmesi zaman alıyor. Beraber top oynuyoruz, baloncuk üflüyoruz, minik arabalarla oynuyoruz... Çocuktaki mutlu karşılığı görünce de yapacağım muayenenin minik provasını peluş oyuncaklar üzerinde gösteriyorum. Sonra kliniğin oyun alanında, bir ayna ile ağız içinde muayene denemesi yapıyorum. Muayene odasına girdiğinde endişesinin normal olduğunu, benim de ilk defa deneyimlediğim şeylerde aynı hisleri yaşadığımı anlatıyorum. Şans verdiğimde korkumun kuş gibi havalanıp uçtuğundan bahsediyorum. Muayene sırasında bu dişlerin ona ait olduğunu, istemediği anda durabileceğimin güvenini veriyorum ve bunu muayene sonuna kadar sürdürüyorum. Bu adımlarla muayeneye ikna olmayan çocuk sayısı yok denecek kadar az. O seans hedefim, bir sonraki seans mutlu bir şekilde kliniğe gelmek istemeleri oluyor. 

Her zaman değil. Her ebeveyn aynı derecede iş birliğinde olmuyor ama onlar da işlemler sırasında onları nelerin beklediğini bilmiyor. Hızlıca bitsin, çocukları çürüklerden kurtulsun istiyorlar. Kan aldırmak gibi ağlasa da hızlıca bitip gideceğini düşünüyorlar. Ama bizim işimiz kesinlikle çocukları ikna etmeden yapılacak bir iş değil. Çocuğu ikna etmeden minik adımlarla ilerlemediğinizde işler çok daha istemediğimiz boyutlara gidiyor. Bu durumlarda genel anestezi altında diş tedavisi yapma ihtimalimizi artırmış oluyoruz. Biz kliniğimizde ağız içi kamerayla ağız içerisindeki problemleri gösterip çocuklarını nasıl bir süreç beklediğini ailelere detaylı anlattığımızda onlar da bizimle iş birliğine ikna oluyorlar. Anestezi ihtiyacı varsa eğer, bunu herkesin korkusu olan klasik iğnelerle yapmadığımızı, ağrısız dijital anestezi yaptığımızı anlattığımızda onlar da kafalarındaki tedavi deneyiminden çok farklı olduğunu kabullenip teslim oluyorlar.


Mutlaka doğru fırçalama ve beslenme üzerine konuşuyoruz. Muayene sırasında fark ediyoruz ki sadece çocuklar değil aslında birçok ebeveyn de doğru ağız ve diş bakımını sürdürmeyi bilmiyor. Bu sebeple ben çocukların ilk diş çıktığı andan itibaren ya da dişler henüz sürmeye başlamadıysa bile en geç 1 yaşına kadar mutlaka çocuk diş hekimiyle tanışmasını tavsiye ediyorum. Çocukların ebeveynlerini görerek ve taklit ederek öğrendiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu sebeple ağız hijyenini sağlama kısmında da mutlaka çocukların aileleri diş fırçalarken görmesini istiyorum. Diş fırçalamayı bebeklik itibariyle uyku, masal, banyo rutinlerinin arasına koymalarını tavsiye ederim. Diş fırçalamayı hep beraber eğlenceli bir aile aktivitesi haline getirmelerini istiyorum.

Benim önerim, ilk diş çıktığı an itibariyle dişlerin doğru fırça ile fırçalanması. Burada üzerinde durmamız gereken konu aslında doğru ağız bakımını çocukların tek başına ideal yapma yaşının ortalama 9 yaş civarı olması. Bu sebeple ebeveynlerden bu yaşlara kadar mutlaka çocuklarına destek olmasını istiyoruz.


Beslenme konusuna bütünsel bakmak gerekiyor. Sadece diş sağlığını korumak için değil genel sağlığımız için de sağlığımızı tehdit eden gıdalardan uzak durmak ya da onları olabildiğince sınırlamak gerekiyor. Özellikle dişlerin gelişimlerinin henüz tamamlanmadığı ama ağız içine sürdüğü durumlarda karyojenik dediğimiz çürük yapıcı gıdaların düzenli olarak tüketilmesi, çürük oluşmasına ve hızlı bir şekilde ilerlemesine sebep olabilir. Günümüzde çocuklarda tüketiminin arttığını bildiğimiz paketli ürünlerin beslenmelerinden özellikle çıkarılmasını tavsiye ederim. Ara öğünde verilen bu tür gıdalara özellikle dikkat edilmeli çünkü çürük yapıcı gıdaların tüketiminin yanı sıra bu gıdaların diş ile temas süreleri de çok önemli. Eğer bu tür besinler tüketilecekse de sabah ve akşam fırçalamalarına ek olarak bu tür gıdalar sonrasında da ağız ve diş bakımı faydalı olacaktır.

Ağız ve diş sağlığı vücudumuzun bütün olarak sağlıklı olma halinin çok önemli bir lokomotifini oluşturur. Çocukluk çağı dönemi dişlerin geliştiği ve olgunlaştığı çok önemli bir dönemi kapsar. Bu dönemde doğru ağız ve diş bakımını bilmek ve doğru uygulamak bu sürecin sorunsuz atlatılmasına imkan sağlar. Dişlerin birçok önemli fonksiyonu vardır. Yemek yerken besinlerin parçalanması ve çiğnenmesine yardımcı olarak sindirim sistemimiz için oldukça önemli bir görev üstlenir. Çocukların konuşmaya başladığı dönemde seslerin doğru çıkarılması ve telaffuzunda önemli bir fonksiyonu vardır. Bunların yanında güzel bir gülüşün çocuğun özgüvenine ve psikolojik gelişimine katkısı düşündüğümüzden çok daha fazladır. Dişlerin bu önemli fonksiyonlarının olumsuz etkilerinden korunmak için mutlaka erken dönemde çocuklar ve aileleriyle tanışmayı önemsiyoruz. Buradaki amaç aslında ağız ve diş sağlığı konusunda aileleri bilgilendirmek ve doğru ağız hijyen eğitimini onlara verebilmek.


Önceki ve Sonraki
Haberler