Havaların soğumasıyla birlikte kapalı ortamlarda bulunma sıklığının ve temasın artması nedeniyle virüsün daha kolay bulaşmasının yanı sıra hava koşullarının virüsün çoğalmasına uygun ortam sağlaması sonucu kış mevsiminde adenoviral konjonktivitin, yani göz nezlesinin görülme sıklığı artırıyor.
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Tasalı, çevresel etkenlere dirençli olan bu virüsün oda asısında uzun süre canlı kalabildiği için bulaşma riskinin de çok yüksek olduğu uyarısında bulunarak, “Enfeksiyon tedavi edilmezse aylarca sürebiliyor, gözde kırma kusuru veya kalıcı görme azalması gibi geri dönüşümü olmayan hasarlar oluşturabiliyor. Ayrıca salgınlara neden olarak ciddi bir iş gücü kaybına da yol açabiliyor” diyor.
Dr. Yeşim Tasalı, göz nezlesinin bulaşma riskini önleyen ve tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken yedi kuralı şöyle anlattı:
Adenoviridae ailesinden bir DNA virüsü olan adenovirüslerin gözlerde sebep oldukları adenoviral konjonktivit; gözün ön yüzeyinin ve göz kapaklarının içini örten şeffaf zar dokusunun iltihaplanması nedeniyle oluşan bir hastalık. Virüsün faklı alt tiplerine bağlı olarak enfeksiyonun şekli de değişebiliyor. Örneğin; ateş, farenjite bağlı boğaz ağrısı, rinit ve kulak önü bezinde şişlikle birlikte oluşabildiği gibi, sadece konjunktivit ile genellikle tek taraflı başlayıp, ardından bir-üç gün içinde diğer gözü de tutabiliyor.
Adenovirüs genellikle el ile göz sıvılarının teması ve solunum yoluyla (damlacıklar) bulaşıyor. Bulaşma özelliği, belirtiler ortaya çıkmadan 2-10 gün öncesindeki kuluçka döneminde başlıyor ve iki-üç haftaya kadar uzayabiliyor. Adenoviral enfeksiyonunun yayılmasında en önemli etken ise hijyen kurallarına uyulmaması ve yakın temasta bulunmak. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Tasalı, “Hastanın şikayetleri başlar başlamaz en kısa sürede göz doktoruna başvurması ve tanı alır almaz mümkünse izole olması, bulaşma riskini önemli ölçüde azaltıyor” diyor.