Su, orucu açmanın en sağlıklı yoludur. Ardından çorba ile devam etmek de yine hafif ve sağlıklı olacaktır. İftar sofralarının vazgeçilmezlerinden hurma ise şeker oranı yüksek bir kuru meyve olduğu için, kan şekerini hızla yükseltir. Bunun için yemekten sonra tüketilmesi önerilir. Ancak oruç mutlaka hurma ile açılacaksa, bir taneden fazla yenmemelidir. Çünkü art arda yenen birkaç hurma, kan şekerini hızla yükselttiği gibi yağ depolanmasına da neden olur ve şekeri birden düşürdüğü için de hipoglisemiye yatkınlık yapar.
İftar sofralarında bir gelenek haline gelen Ramazan pideleri, beyaz undan yapılan ve kan şekerini hızla yükselten besinler arasında yer alır. Bu nedenle pide tüketirken aşırıya kaçmamak gerekir. Yine iftar sofrasında bulunan zeytin de çok tüketilen bir besin olmasının yanında, kalori bakımından da zengindir. 5 adet zeytin bir tatlı kaşığı yağ yerine geçer ve bu nedenle zeytin tüketilecekse aşırıya kaçmadan yağ hakkı yerine, tuzsuz 5 adetten fazla tüketilmemelidir.
Tok kalabilmede en temel nokta, yeterli ve dengeli beslenmektir. Bunun yanında karbonhidrat tüketimi de tok kalmak için önemlidir. Beyaz değil kepekli makarna, pirinç pilavı değil bulgur pilavı, beyaz ekmek değil tam tahıllı ekmek tüketmek; uzun sürecek oruç saatlerinde tok hissetmemize yardımcı olur. Örneğin 1 pide 8 dilim ekmek yerine geçer ancak içeriğinde beyaz un olması nedeniyle çabuk acıkmanıza sebep olur. Pişirilen yemeklerin içinde mutlaka sebze veya et olması da, yemeklerin yanında yoğurt veya cacık tüketilmesi de uzun süre tok kalınmasını sağlar.
İftarda şekerli besinler tüketmek, bol meyve yemek veya beyaz un tüketmek kişiyi çok kısa süreli tok tutar. Bu nedenle doymak için yenilen börek, haşlanmış patates, pilav, makarna gibi besinler, çok kısa sürede acıkmaya neden olur. Şekerli içeceklerin, sütlü tatlıların ve unlu gıdaların ara öğünlerde tüketilmesi gerekir. Tok kalabilmek için yağ tüketimi de önemlidir.
Sahurda meyve suyu yerine meyvenin kendisinden yapılmış şekersiz kompostosunu tüketmek; sıvı miktarı ve posa içeriğinin yüksekliği nedeniyle gün içinde açlığın yoğun olarak hissedilmesini engel olur. Komposto ya da meyvenin kendisini tüketirken; kana geçiş hızı düşük olan armut, elma, kiraz, şeftali, kuru kayısı ve greyfurt gibi meyveler tercih edilmelidir.
Uzun süre açlıktan sonra boş mideye asitli içecek tüketimi mide dokusuna zarar verir. Gazlı, şekerli içecekler sindirim sisteminde yük oluşturur. İçindeki şeker yüzünden uzun süre açlıkta düşen kan şekeri hızla yükselip fazla insülin salgılayıp yağ depolamaya sebep olur. Yağ depolanması direkt kilo alımına sebep olur. Kafeinli içecekler de aşırı tüketildiklerinde uykusuzluk, çarpıntı, kalp ritim bozuklukları gibi şikayetlere neden olabilir. Çay, kahve gibi içeceklerin aynı nedenle sınırlı olarak tüketilmesi önerilir.
Sahur ve iftarda basit şeker içeriği yüksek besinler kan şekerini hızla yükseltir ve açlığın yoğun bir şekilde yaşanmasına neden olur. Bunun yerine, kompleks karbonhidratlardan tam tahıllı, kepek, çavdar veya tam buğday unundan yapılmış ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinler, sebze ve meyveler uzun süre tok kalmaya yardımcı olur. Çok tuzlu besinler de sıvı elektrolit dengesini bozacağı için gün içerisinde susama hissini artıracaktır.
Ramazan’da kronik hastalıkları olanların tüketmeleri gereken kolesterol ve şeker miktarlarının diyetisyen tarafından hastaya göre belirlenmesi gerekir. Kronik hastalıkları olanlar için Ramazan’da sağlıklı beslenmenin altın kuralı; özellikle iftarda kızartma, katı yağlı ve ağır yemeklerin tüketilmemesi, sahurda ise kahvaltı etmektir.