Pandemi sürecinde yaşamın her alanında döneme uyumlu değişiklikler yaşanırken, iş hayatında da farklı çalışma modelleri deneyimlendi. Evden ve ofisten çalışma süreçlerine, çok da alışkın olunmayan yeni ‘hibrit çalışma modeli’ eklendi. Yarı zamanlı ev, yarı zamanlı ofiste sürdürülen model, yeni dönemin en çok tercih edilen çalışma yöntemi olurken, günlük giyim alışkanlıkları ve stillerde de değişiklik kaçınılmaz oldu.
TAGG İlkbahar Yaz 2022 koleksiyonu, kolay giyilebilir çok yönlü silüetler ile dönemin enerjisine uyum sağlıyor. Günlük hayata ve ofis yaşamına uyarlanmış daha sportif görünümler, ev konforunun rahatlığını ofise taşıyor. Yeni gündelik yaşam tarzımıza uyum sağlayan parçalar, ev haliyle ofis hayatının iç içe girdiği bugünlerin ideal bir yansımasını sunuyor. Eşofman pantolonlar poplin gömleklerle ve zaman zaman da saten kumaştan büstiyer ve ceketlerle eşleşiyor. Şortlar tuniklerle, boyfriend ceketlerle kombinleniyor ve ev halinden ofis görünümüne keyifli bir geçişle evriliyor. Viskon kumaşlardan tasarlanmış pijama takımlar ve kimonolar, işlemelerle boyut kazanıyor, hızla mekan değiştiriyor. Poplin gibi günlük kumaşlar, işlemelerle farklı ruhlara bürünüyor. Yaz mevsiminin vazgeçilmezi keten kumaşlar, plajdan ofise hatta plajdan davete görünümleri ile şaşırtıyor. Gömleğin birçok farklı kimliğine tanıklık ettiğimiz koleksiyonda, pijamadan, elbiseye, yelekten, cekete yoğun iş hayatında stiller arasında ustalıkla dans eden kadınları görüyoruz. Yazın yumuşak esintilerini, olanca sıcaklığını pastel tonlarıyla yakalayan koleksiyon, büyüyen silüetlerle TAGG kadının gücüne güç katıyor.
Sade formları, doğal, kaliteli kumaşlar ve yüksek işçilikle birleştiren Gökay Gündoğdu, yaz gardırobunun olmazsa olmazlarını yeni bir perspektifle birleştirdiğinin altını çiziyor. Her zamanki gibi en çok önemsediği özellik olan tavrı, bu koleksiyonda da her detayda hissettiriyor.
TAGG, mekan kavramını soyutlaştırarak içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte bile kadınlara kendini yine güçlü hissettirecek formülüyle heyecan verme hedefinde…
Hafiflik hissiyle dolu bu koleksiyon, Dice Kayek’in tarihi detayları modern gardırobun klasik parçaları aracılıyla çıktığı keşiften ilhamını alıyor. Kusursuz poplin kumaştan gömlekler gizemli dantellerle bezeniyor, mikado ipek saten detaylı bir terzilikle şekilleniyor, gündüz midi elbiselerinin etekleri krinolinler aracılığıyla dramatik bir ifade kazanıyor. Koleksiyonun siluetleri 18’inci yüzyıldan ilham alan saray kıyafetlerine 70’lerin hacimlerine eşlik eden psikedelik baskılı aksesuarlarla bir araya getirilen romantik bir harmandan oluşuyor. Saray kıyafetinin modern yorumuyla sarmalanan bu sezonun kadını, kırsalın taze havasının esintisiyle bir nevi asi bir aristokratı anımsatıyor.
Uçsuz bucaksız bir 18. yüzyıl Fransız şatosu, Chateau d’Aunoy’da çekilen digital filmde ise fantastik bir anlatı var. Filmde üç uluslararası modelle birlikte ünlü Türk oyuncu Tuba Ünsal da yer alıyor. Film, dünyaca kapanmanın ardından düşler dünyasını perçinleyen, doğanın mucizelerinden gücünü alan bir özgürlük ve şefkat kutlaması niteliğinde.
Bir faux semblants (görünüşe aldanmama) oyununa dönüşen bu fantastik masalın tam kalbinde, belki de bugüne kadar hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, bir cesaret ve empati mesajı yer alıyor.
Arzu Kaprol İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonundaki tasarımlar, pandeminin zorlu şartlanın da etkisiyle küçük ekipler ve tamamen elde üretilen zanaat teknikleriyle ilerlemiş. Sürdürülebilirlik prensipleri çerçevesinde maksimum verimlilik, minimum karbon izi yaratacak şekilde planlanarak üretilen tasarımların her birinde Truva ve sonsuz aşkların izleri yansıtılıyor.
Koleksiyonda yer alan tüm tasarımlar, doğaya ve yaşama saygılı; bu yaşamdan sadece geçmekte olduğumuzun bilincinde, yaşam ile dans halinde, mutluluğu ve deneyimi esas sayan bir bakış açısıyla oluşturulmuş. Doğal ve sürdürülebilir malzemeler, Anadolu’nun kendi öz kaynakları ile yeniden yorumlanmış. Kıyafetler, yaşamın doğduğu topraklara, bugünün izlerini sağlıklı yaşatma niyetiyle yola çıkılarak hazırlanan tasarımlar, yaşamla ve kendi bedenlerimizle hatta birbirimizle anlamlı bağlar kurmak fikrinin temelinde hazırlanmış.
Yaşamanın değerinin tüm dünyada yeniden anlaşıldığı, yeniden içselleştirildiği bu dönemde yaşayan ve yaşatan renklere olan ihtiyaçla tasarlanan koleksiyonda; canlı renkler, belirgin pasteller, gün ışığına doymuş renkler sezona iz bırakıyor.
Koleksiyonda yer alan kaftanlar, İnce vual, ham pamuk ve ipek kullanılarak tasarlandı. El baskıları, geleneksel ahşap kalıplarla, sosyal sürdürülebilirlik çerçevesinde üretilen malzemelerle uygulandı. Yaşayan ve yaşatan renkler, formlar İlkbahar/Yaz 2022 kaftan koleksiyonunun öne çıkan özelliklerinden. Dijital şov filmi ise İstanbul’da bulunan Mağlova Kemeri’nin hayal kurduran yansımaları arasında çekilmiş.
Bonus: Paris Moda Haftası’nın favori 10 look’u