Açılış sergisi, Björk ve Alessandro Michele’yi bir araya getiren 2017 tarihli The Gate klibine adanmış bir enstalasyon. Şarkının sözlerinin ve performansının hikayesini içine alan ışıl ışıl bir zarf olarak nitelenen sihirli elbise, klibin odak noktasını oluşturuyordu.
Dönem odalarında bir araya getirilen objeler arasında Björk’ün geçtiğimiz yıl yayınladığı Utopia albümünün ilk single’ına eşlik eden The Gate’de giyilen elbiseler ve maskeler yer alıyor. Şarkı, sona eren bir gönül ilişkisinin ardından aşkın samimi ve ruhani bir boyutta yeniden keşfini anlatıyor. Aşk acının üstesinden gelip bir dönüşüm geçiren Björk’ün aşkın ışığını taşıyan olağanüstü bir yaratığa dönüşmesini sembolize eden göz alıcı elbise Alessandro Michele imzasını taşıyor.
Bunların yanı sıra, hem klibin hem de elbisenin yapım çalışmalarıyla tetiklenen hayal dünyasıyla ziyaretçilerin bağ kurmasını sağlayan değerli kitaplar da sergide yer alıyor. Alt kattaki butikte, küratörlüğü Maria Luisa Frisa tarafından gerçekleştirilen bir kitap ve dergi standı Björk’ün dünyasına dair içgörüler sunan yayınları barındırıyor.
Bir diğer haber ise Londra merkezli sanatçı Isabella Cotier’in işlerini taşıyan giysi ve çantalardan oluşan yeni bir seçki de modaseverlerle buluştu. Sanatçının kendine has, oyunbaz, renkli ve sahte bir naiflik taşıyan illüstrasyonları sweatshirtlerde, kapüşonlularda, tişörtlerde ve çantalarda kendine yer buluyor. Cotier’in Gucci için yaptığı çalışma, sanatçının Floransa’nın kafelerinde, pazarlarında ve sokaklarında vakit geçirirken yaptığı gözlemlerden aklında yer eden eksantrik yerel karakterlerin karalamalarının bir sonucu. Cotier ile gerçekleştirilen iş birliği, Jayde Fish’in tuhaf illüstrasyonlarını taşıyan giysi ve porselen kupalarla başlayan Gucci Garden’ın sanatçı tasarım ortaklıkları programının son halkası.