#ELAIDILOVESSEVIM koleksiyonunun başrol oyuncusu Sevim, genç yaşta kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmek zorunda kalmış hayalperest bir kadındır. 1940’lı yıllarda bankada çalışmış, Koço’da rakı sofralarında sohbetler eskitmiştir. Annedir Sevim, 30’larında kendini Arap yarımadasında bulmuş, eninde sonunda yine Türkiye’sine dönmüştür. Dolu dolu bir hayat yaşamış, 80’lerinde demansla tanışıp sadece kendinin bildiği yeni geçmişler, yeni Sevimler yaratmıştır.
#ELAIDILOVESSEVIM koleksiyonu Sevim’in hayatının geçtiği dönem formlarına gönderme yaparken anıların canlılığını ve bazen de silikliğini koleksiyonun renk ve desenlerinde gösteriyor. Yaşamının daha canlı ve hareketli olduğu dönemi yansıtan koleksiyonun ilk bölümünde o yılların silüetleri baskın desenler, pembeler ve kırmızılar ile sunuluyor. İkinci bölümde ise koleksiyon olgunlaşarak 70’lerin bol paça pantolonları ve özgür detaylarıyla ayakları yere basan bir tavra bürünüyor. Final bölümünde ise demansın getirdiği gelgitlerle ince detaylarda gönderme yapan koleksiyon, canlı bir hayatın huzurlu bir inzivaya dönüşümünü gece kıyafetlerinden şık pijamalara geçişlerle anlatıyor.
Mehtap Elaidi, Sevim’in hikayesine kıyafetlerle tanıklık edilen bu koleksiyonla, içimizdeki kadınları kutlayarak, hangisi olmak istersek o olabileceğimizin altını çiziyor.