Anaokulunun yarattığı sosyalleşme ortamı çocuklar için iyi bir gelişme aracıdır. Ancak arkadaş edinmekte zorlanan çocuklar yaşıtlarıyla problem yaşamaya başlayabilirler.
Çocuğunuzu gözlemleyin
Çocuğunuzu anaokuluna yazdırmakla elbette her şey bitmiyor. Mutlaka kendinize zaman ayırarak, çocuğunuzu sınıfta ve arkadaş ortamında gözlemleyin. Eğer anaokulu saatleri içerisinde çocuğunuzu gözlemleme fırsatınız yoksa arkadaşlarını eve çağırarak oyun ortamlarını gözlemleyip, yine fikir edinebilirsiniz. Ayrıca çocuğunuzun öğretmeni ve okulun psikoloğu ile de sürekli iletişim içerisinde olmak gerekir. Küçük yaşlarda başlayan içe dönüklük, arkadaş edinememe ilkokul ve ortaokul cağlarında daha da büyük problemler haline gelebilir.
Birlikte vakit geçirin
Anne ve babanın çocuklarıyla düzenle olarak oyun oynaması büyük önem taşır. Bu zamanı iyi değerlendirerek, çocuğunuzun sosyalleşmesine siz de yardımcı olabilirsiniz. Her akşam yemek sofrasına beraber oturmak bile çocuğunuzun sosyal anlamda gelişmesi demektir. Sizin fark etmediğiniz ama çocuğunuzun gelişimi için son derece önemli olan binlerce olay gün içerisinde olmaktadır. Hiç vakit geçiremiyorum diye hayıflanmak yerine, geçirilen zamanı kaliteli hale getirmeye çalışmak çok daha akıllıca olacaktır.
Çocuğunuzla oynarken edindiğiniz gözlemler, sizin ve çocuğunuz için çok önemlidir. Çocuğunuzu gözlemlemek için bir psikolog olmanız gerekmez. Ancak gözlemlerinizi paylaşmak ve yorumlamak adına birine başvurmanız gerekebilir.
Sizinle oyun oynarken davranışlarında, çocuğunuzun arkadaşları ile olan iletişimi hakkında fikir edinebilirsiniz. Tabii ki de ebeveyn ve çocuk ilişkisi, arkadaş ilişkisinden çok farklıdır. Ancak sosyalleşmek adına gerekli temel unsurları sergileyelip, sergilemediğini fark etmeniz kolay olacaktır.
Arkadaşlarını yakından tanıyın
Altı yaş ve sonrasında, arkadaşlık çocuğunuz için başka bir boyut kazanacaktır. Çok sevdiği ve güvendiği birkaç arkadaşı, hayatının şekillenmesi açısından çok önemli rol oynayacaktır. Bu sebepten, çocuğunuzun arkadaşlarını da yakından tanımayı ihmal etmeyin. Anneler olarak çocuklarımızı dinlerken, yönlendirmeye de çalıştığımız zamanlar oluyor elbette. Çocuğumuzu sosyal anlamda yönlendirmek yerine yüreklendirmek onlara daha iyi gelecektir. Sosyal becerilere ve iletişim becerilerine sahip bir çocuk arkadaş edinmekte zorlanmayacaktır. Kendine güvenen ve hem kendine hem de çevresindekilere saygısı olan çocuklar, arkadaşlarıyla yasadığı problemleri çözmekte daha başarılı olurlar. Bulunduğu ortama kendini kabul ettirebilen bir çocuğun, sosyal anlamda becerilerinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Özgüvenli çocuklar yetiştirmek için çocuklarımıza küçük yaştan itibaren sorumluluklar vermeliyiz. Küçük yaşta verilen bu sorumluluk duygusu, kurduğu arkadaşlıklarda kullandığı sosyal becerilerine son derece katkı sağlar. Anne ve babanın birbiriyle olan iletişimini de örnek alan çocuklar, son derece gözlemcidirler. Dolayısıyla, aile büyükleri ve ebeveyneler iletişim konusunda sağlıklı bir örnek olmalıdırlar.
Arkadaş edinmekte ve uyum sürecinde problem yaşayan çocuklara şefkatli davranmak gerekir. Çocuğunuzun bu problemle baş etme gücünü arttırmak adına birinden yardım almak son derece önemlidir. Anlaşıldığını gören çocuk, problemi çözmek için daha fazla çaba gösterecektir.
Küçük yaştan itibaren sosyal becerilerini destekleyecek ortamlar yaratarak ya da bu ortamlara sokarak, çocuğunuzu teşvik edin çünkü “dostluk, iki yürek arasında akan bir nehir gibidir; gittiği yeri de temizler, geldiği yeri de.”