ARA
Televizyonun kuvvetli bir iletişim aracı olduğu bu çağda, çocuklarımıza hiçbir şey yokmuş gibi davranmak son derece yanlış olur. Diyelim ki çocuğunuza televizyon seyrettirmiyorsunuz, bu sefer de gittiği bir komşu ziyaretinde ya da okulda haberleri başkalarından alabilir. Hatta hiç bunlara gerek kalmadan, son zamanlarda çocukların en iyi dostu olan internetten de bilgi almaları çok mümkün.
Dolayısıyla çocuklara gelişen olayları kendi kontrol ettiğiniz bir dille ve kelimelerinizi seçerek anlatmanız çok daha doğru olacaktır. Bunu yaparken mutlaka çocuğunuzun yaşına, psikolojik ve ruhsal gelişimine dikkat etmeye özen gösterin. 3 yaşında bir çocuğa anlatmak ile 12 yaşında bir çocuğa anlatmak arasında çok fark var. Her yaş grubunun kendine özgü bir hayal dünyası ve farklı bakış açıları var.
Kendiniz konuyu açmak yerine, soruların ondan gelmesini bekleyin. Eğer size bir yerlerden duydukları doğrultusunda sorular sorduğunu hissederseniz, konuyu açıklamadan önce mutlaka nerden duyduğunu ve tam olarak neler duyduğunu öğrenmeye çalışın. Belki de sizin onunla paylaşmayacağınız bir detayı zaten biliyor ise, kendinizi de zor duruma düşünmeden bunun önüne geçebilirsiniz. Kendini konuyu konuşmak için hazır hisseden bir çocuk, sizi zaten sorulara boğacaktır. Ama hazır olmayan bir çocuğu, konuşmaya zorlamakta kötü etkileyebilir. Konuşurken fazla detay vermemeye, çocuğun kafasını karıştırmamaya çalışın. Genel kavramlar üzerinden konuşmaya çaba gösterin. Din veya politika gibi büyük kelimeler yerine, yapılan olayları hikayelendirerek onlara anlatmaya çalışın.
Sorular karşısında paniğe kapılmayın
Çoğu ebeveyn, çocuklarının sorduğu sorular karşısında gerilip, paniğe kapılabiliyor. Bunu yapmak yerine, olaylara soğukkanlılıkla yaklaşın ve onun da bir birey olduğunu unutmayın. Sizin endişe ve kaygınızı hissederse, bu olaylar karşısında çok daha fazla etkilenebilir. Tüm aile fertlerini bir araya getirdiğiniz, sakin bir saat seçerek çocuğunuzun sorularını ciddiye alın. Geçiştirmeden, tek tek öğrenmek istediklerini dinler ve onun anlayacağı bir dille konuları anlatmanız ve mutlaka kendi duygularınızdan da bahsetmeniz, çocuğun rahatlamasına ve size güven duymasını sağlayacaktır.
Kimi çocuklar kelimeleri kullanma veya anlatma konusunda pek başarılı olmayabilir. Bunun sizi durdurmasına izin vermeyin ve ona duygularını ifade etmenin başka yolları da olduğu konusunda teşvikte bulunun. Örneğin, bir kağıt ve bir kalem alarak, bu konu ile ilgili aklına gelen kelimeleri yazmasını isteyin. Daha sonra her kelimenin üstünden teker teker giderek, konuşmaya başlayın. Daha küçük yaş çocukların için de resim çizmelerini isteyebilirsiniz. Resim bittikten sonra karşılıklı çizdiği resmi yorumlayarak, konuşmaya başlayabilirsiniz.
Çocukların konuları anlamasını beklemek yerine, hedefinizin kaygı ve endişelerini ortadan kaldırmak olduğunu unutmayın. Tüm sorularını cevapladıktan ve kendi hissettiklerinizi de paylaştıktan sonra, mutlaka iyi şeylerden bahsetmeyi unutmayın. Çevremizde kötü şeyler olmaya devam etse de, çocuklarımızın dünyasında hep iyi şeyler olsun! Sevgiyle kalın…
