YAŞAM - HABER

Restart yapılmış kariyer hikayeleri 14 – Dr. Rana Babaç Çelebi

Konfor alanından çıkmak, içinde huzursuz ve rahatsız olunsa bile bilinen, tanınan ortamdan uzaklaşabilmek zor… Yıllarca kurumsal hayatta yol aldıktan sonra, keskin bir dönüş ile yeni bir yola sapan kadınlarla ilham dolu bir yazı dizisi hazırladık. Bugünkü konuğumuz Dr. Rana Babaç Çelebi

profil
BT Ekip
26.04.2025
Restart yapılmış kariyer hikayeleri 14 – Dr. Rana Babaç Çelebi

Dr. Rana Babaç Çelebi, 1984 yılında İstanbul'da doğdu, Amerikan Robert Kolej'i bitirdikten sonra lisans eğitimini Sabancı Üniversitesi ve Amsterdam Vrije Universiteit'ta çift ana dal yaparak tamamladı. Kraliyet bursu ile gittiği İsveç'te Master of Science derecesi aldı. Tamamen kişisel olarak ilgilendiği bir konu olduğu için Anadolu Üniversitesi’nde Veterinerlik ön lisans programını tamamlayan Rana, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Tıp Tarihi doktorası yaptı. Tütsü, parfüm ve kolonyanın sağlık ile ilişkisi üzerine bilimsel araştırmalar yapan Çelebi, Atelier Aromaterapi şirketinde günümüze uyarladığı tarihi reçeteleri üretiyor ve ilgili alanlarda danışmanlık ve eğitimler veriyor.

Dr. Rana Babaç Çelebi’ninki endüstri mühendisliğinden tıp tarihi doktorasına uzanan güzel kokularla dolu bir miras yolculuğu. Yıllarca uluslararası bir medya şirketlerinde yönetici olarak çalıştıktan sonra Çelebi’nin kariyeri beklenmedik bir manevra ile aile mirasını günümüze tanışma yönüne evriliyor. 

Bugün Çelebi sadece bir klinik aromaterapist değil; aynı zamanda tıp tarihi doktoru, dünyada atlar üzerinde bilimsel aromaterapi çalışmaları yürüten sayılı araştırmacılardan biri, uluslararası tıp fakültelerinde parfümün ilaç olarak tarihi ve kullanımı üzerine ders veren bir öğretim görevlisi ve geleneksel bilgiyle modern bilimi buluşturan bir tıbbi bitki ve geleneksel ilaç üreticisi. 

Tüm bu yolculuğun merkezinde ise insanlık tarihi boyunca şifa aracı olarak kullanılan güzel kokulu bitki özleri yer alıyor.


İstanbul’da, kurumsal hayatta geçen yoğun ve başarılı yılların ardından, içindeki hayvan sevgisi ve doğaya duyduğu bağlılık, Çelebi’yi veteriner teknikerliği okumaya yönlendiriyor. Ancak bu yalnızca ilk adım oluyor. Okurken fark ettiği bir eksiklik, hayatının yönünü tamamen değiştiriyor: Tıbbi aromatik bitkilerin beşerî ilaçlardaki varlığının neredeyse yok denilecek kadar az olması…

“Bir sabah, tıbbi aromatik bitki temelli kayıp sağlık mirasımızı nasıl günümüze taşıyabilirim diye sordum kendime” diyor Çelebi.

Bu farkındalık onu çokça yanlış bilginin dolaştığı ve doğru bilgiye erişimin kısıtlı olduğu tıbbi aromatik bitkiler konusunda harekete geçmeye itiyor. Böylece hummalı bir çalışma ve yoğun araştırmaların meyvesi olarak Çerçi Yusuf Miras Platformu ‘CerciYusuf.org’ doğuyor. Türkiye’nin ilk açık erişimli tıbbi ve aromatik bitkiler kütüphanesi olan bu platform; sadece tıbbi aromatik bitkiler, bitki özleri, mantarlar, vitaminler ve çok daha fazlası üzerine prestijli kaynaklardan özütlenmiş referanslı bilgi sunmakla kalmıyor; aynı zamanda kamusal sağlık okuryazarlığını da artırmayı hedefliyor.


Aromaterapi eğitimleri sırasında klinik uygulamalarla tanışıyor, alanında uluslararası akreditasyon alıyor. O dönem aldığı ilgili alan eğitimlerinden birinde tanıştığı bir isim, kariyerinde yeni bir sayfa açmasına sebep oluyor: Prof. Dr. Ayten Altıntaş. Onun ilham verici bilgeliği Çelebi’ye hem kadim tıbbın hem de koku bilgisinin ne kadar köklü olduğunu gösteriyor. Böylece Medipol Üniversitesi'nde Prof. Dr. Ayten Altıntaş ile tıp tarihi doktorası süreci başlıyor.

Bugün Dr. Rana Babaç Çelebi, insanlık tarihi boyunca güzel kokunun sağlık amaçlı kullanımı üzerine araştırmalar yürütüyor. Antik dönemden Osmanlı’ya, oradan modern farmakolojiye uzanan tıbbi aromatik bitki temelli ilaç, parfüm ve tütsü reçetelerini el yazması ilaç katalogları üzerinden inceliyor. Bu kaynaklardan ilhamla, kendi tıbbi aromatik bitkiler bahçesinde yetiştirdiği bitkilerle Atelier Aromaterapi markası bünyesinde geleneksel formüllere dayalı yenilebilir parfümler, kadim Anadolu tütsüleri ve geleneksel reçetelere hayat veriyor.


Çelebi’nin araştırmaları yalnızca insanlarla sınırlı değil. Aynı zamanda aromaterapinin atlar üzerindeki etkileri konusunda hem bilimsel hem klinik çalışmalar yürütüyor. Bugün bu alanda çalışan dünyadaki sayılı uzmandan biri olarak kabul ediliyor.

Bir yandan kitaplar yazıyor -örneğin ‘Topraktan Nefese Aromaterapi’ adlı kitabında aromaterapinin tarihine ve günlük uygulamalarına değiniyor-  bir yandan Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediği atölyeler, seminerler ve verdiği üniversite dersleriyle hem çevrimiçi hem yüz yüze yüzlerce kişiye aromaterapi, parfüm, tıp tarihi, tıbbi aromatik bitkiler ve geleneksel ilaçlarla ilgili kayıp mirasımızı aktarıyor.

Çelebi; “Hayatınızın rotasını kendi özünüze doğru çevirirken, neredeyse sihirli bir zincirleme reaksiyon başlatıyorsunuz. Kendiniz için doğru adımlar atmaya başladıktan sonra hayatın önünüze çıkarttığı tüm insanlara, açtığı ve hatta kapattığı tüm kapılara dikkat edin, böyle yollarda hiçbir şey tesadüfen olmuyor" diyor.

Değişim ve dönüşüm süreçlerinin dışarıdan göründüğü kadar toz pembe olmadığını özellikle vurgulayan Çelebi, bu süreçte en yakınımızdaki insanların bile zaman zaman yapılanları görmezden gelme ya da küçümseme eğiliminde olabileceğini hatırlatıyor. Böyle durumlarda üzülmeye, geri çekilmeye değil; tam tersine bu enerjileri başarma azmine dönüştürmeye alışmak gerektiğini söylüyor: “Negatif duyguların sizi aşağı çekmesine izin vermeyin. Onları, kendi ışığınızı daha da parlatmak için bir zemin gibi düşünün. Bitkiler bile kök salmak için önce karanlıkta büyür.”

Önceki ve Sonraki
Haberler