Tarihi M.Ö. 753 yılına dayanan Roma, ‘Ebedi Şehir’ olarak biliniyor. Antik Roma İmparatorluğu'na da başkentlik yapmış olan şehir, dünya tarihinde derin izler bırakmış bir medeniyetin merkezi olarak tarihe geçmiş. Roma aynı zamanda Katolik Kilisesi'nin merkezi olarak kabul edilen Vatikan Şehri'ni de içinde barındırıyor. Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa'nın ikametgahı olan Vatikan, dünyanın en küçük bağımsız devleti olma özelliğini taşıyor.
İstanbul’dan Roma’ya uçakla yaklaşık 2.5 saatte ulaşılabiliyor. Roma’da iki tane havalimanı bulunuyor: Ciampino ve Fiumicino. Daha çok Easyjet, Wizzair gibi ekonomik fiyatlı hava yolu şirketlerinin varış noktası olarak kullandıkları Ciampino Havalimanı, kentin 15 kilometre kadar güneydoğusunda bulunuyor. Türkiye kalkışlı uçaklar ise Fiumicino Havalimanı’na iniş yapıyor. Fiumicino–Leonardo da Vinci Havalimanı, şehrin 30 kilometre güneybatısında yer alıyor. Havalimanından şehir merkezine gitmenin en kolay yolu şüphesiz ki trenleri kullanmak. Fiumicino Havaalanı ile şehir merkezi arasında ulaşım sağlayan iki farklı tren seçeneği bulunuyor. Bu seçeneklerin ilki olan Leonardo Express, yarım saat gibi kısa bir sürede Roma Termini Merkez Tren İstasyonu’na ulaşıyor. Şehir merkezine gitmek için demir yolunu tercih edenlerin yararlanabilecekleri ikinci seçenek ise FL1 banliyö trenleri. Banliyö trenleri tam olarak şehir merkezine gitmiyor ancak şehir merkezine giden tramvay ve metrolara, bu trenlerden aktarma yapılması mümkün. Otelinizin konumu şehir merkezinde değilse, bu trenleri kullanarak konaklama yapacağınız yere kolayca ulaşabilirsiniz. Havalimanından şehir merkezine en ekonomik şekilde ulaşmak istiyorsanız, Fiumicino’daki 3 numaralı terminalden hareket eden Terravision otobüslerini tercih edebilirsiniz.
Roma’da ılıman Akdeniz iklimi görülüyor. Bu da şehri yılın her mevsiminde ziyaret için uygun bir hale getiriyor. Yaz aylarında şehir en yüksek sezonunu yaşıyor. Bu mevsimde şehri ziyaret etmek istiyorsanız konaklamaya oldukça yüksek bir bütçe ayırmanız gerektiğini bilmelisiniz. Bununla birlikte turistik noktalara girişlerde de uzun sıralar beklemeniz gerekebilir ve yükselen hava sıcaklıkları sizi zorlayabilir. Kış aylarında sıcaklıklar ülke genelinde düşük olsa bile şehir ziyaret etmeye elverişli. Üstelik düşük sezon olduğu için seyahatinizi daha az bir bütçeyle planlamanız mümkün. Kış aylarında, kalabalık turist gruplarının akınına uğramayan şehrin bu hali ilginizi çekebilir. Roma’yı ziyaret etmenin en ideal zamanları ise şüphesiz ki sonbahar ve ilkbahar ayları olacaktır.
Roma oldukça büyük bir şehir. Dolayısıyla şehirde ne yapmak istediğinizi, nereleri gezmenin sizin için önemli olduğunu önceden planlamanız; konaklama yapacağınız bölgeyi doğru seçmek için önemli olacaktır. Roma'da güvenle konaklama yapabileceğiniz, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtan birçok farklı seçenek bulunuyor. Şehirde konaklama için popüler ve tavsiye edilebilecek bölgeler şöyle gruplandırılabilir:
Centro Storico (Tarihi merkez): Roma'nın kalbi olan bu bölge; Pantheon, Navona Meydanı ve Trevi Çeşmesi gibi önemli turistik yerlere ev sahipliği yapıyor. Bu bölgede konaklamak; şehrin tarihini gözlemlemek ve büyüleyici atmosferini hissetmek isteyenler için idealdir.
Trastevere: Roma'nın en canlı ve karakteristik mahallelerinden biri olan Trastever; dar sokakları, renkli binaları ve eşsiz restoranları ile biliniyor. Geleneksel Roma yaşam tarzını deneyimlemek isteyenler için mükemmel konaklama seçenekleri sunan bu bölge oldukça popüler.
Prati: Vatikan'a yakınlığı ile bilinen Prati; şık butikleri, prestijli restoran ve kafeleriyle tanınıyor . Daha sakin bir konaklama deneyimi arayanlar için ideal olan bölge aynı zamanda Vatikan ve Aziz Petrus Bazilikası gibi önemli yerlere kolay ulaşmanızı sağlıyor.
Monti: Roma'nın eski mahallelerinden biri olan Monti; vintage dükkanları, sanat galerileri ve butikleri ile popüler bir bölge. Monti, hem turistik yerlere yakın olmak hem de otantik Roma yaşamını deneyimlemek isteyenler için iyi bir konaklama tercihi olarak öne çıkıyor.
Testaccio: Roma'nın en otantik mahallelerinden biri olan Testaccio, geleneksel Roma mutfağını deneyimlemek isteyenler için ideal bir bölge. Gece hayatı ve yerel pazarları ile bilinen bu bölgede konaklamak diğer bölgelere göre daha ekonomik bir seçenek olabilir.
Navona ve Campo de’ Fiori: Bu bölgeler; hareketli meydanları, sokak sanatçıları ve gece hayatı ile biliniyor. Bohem bir konaklama seçeneği arıyorsanız bu bölge sizin için iyi bir alternatif olacaktır.
Termini: Roma Termini Tren İstasyonu’nun çevresinde yer alan bölge. Özellikle seyahat planınızda başka şehirlere geçmek varsa bu bölgede konaklamak isteyebilirsiniz.
Roma, dünyanın en büyük kültürel miraslarına ev sahipliği yapıyor. Şehirde dünyanın her yerinden milyonlarca gezgini ağırlayan çok sayıda turistik nokta bulunuyor. Roma seyahatiniz için en az 3 gece 4 gün vakit ayırmalısınız. Seyahat planınıza Vatikan’ı dahil etmek istiyorsanız bu süreye bir gün daha eklemelisiniz. Her ayın ilk pazar günü müzelere ve tarihi yerlere giriş ücretsiz. Resmi tatillerde ise genelde birçok yer kapalı. Seyahatinizi planlarken bunları göz önünde bulundurmak isteyebilirsiniz. Roma’da görmeden dönmemeniz gereken başlıca turistik noktalar şu şekilde sıralanabilir:
Colosseum: Gladyatör dövüşleri, hayvan avı, tiyatro gösterileri ve eski savaşların temsillerinin yapıldığı bu amfitiyatro, Antik Roma’nın en ikonik yapısı olma özelliğini taşıyor. Roma ile özdeşleşen bu efsanevi yapı dünyanın en büyük amfitiyatrosu olma özelliğini taşıyor.
Pantheon: Roma İmparatorluğu'nun mimari başarılarının en iyi örneklerinden biri olan Pantheon’da, Roma halkının ileri gelenlerinin lahitleri bulunuyor.
Forum Romanum: Antik Roma'nın siyasi, ticari ve sosyal hayatının merkezi olan bu alanda birçok önemli tarihi kalıntı bulunuyor.
Vatikan Şehri: Dünyanın en küçük bağımsız devleti olan Vatikan; St. Peter's Basilica (Aziz Petrus Bazilikası), Vatikan Müzeleri ve Sistine Şapeli gibi önemli dini ve tarihi yerlere ev sahipliği yapıyor.
Trevi Çeşmesi: Barok mimarinin en güzel örneklerinden biri olan bu çeşme, dileklerin gerçek olması için içine bozuk para atılan ünlü bir turistik nokta.
İspanyol Merdivenleri: 18. yüzyıldan kalma bu merdivenler, Roma'nın en popüler toplanma ve buluşma yerlerinden biri.
Piazza Navona: Bernini'nin ünlü Dört Nehir Çeşmesi'ne ev sahipliği yapan bu meydan, Roma'nın en güzel kamusal alanlarından biri.
Campo de' Fiori: Gündüzleri büyük bir pazarın kurulduğu, akşamları ise bar ve restoranları ile ilgi çeken tarihi meydan.
Villa Borghese: Borghese bahçeleri içerisinde, Bernini, Caravaggio ve Titian gibi sanatçıların eserlerinin yer aldığı Borghese Müzesi’nin de bulunduğu, Roma’nın en güzel parklarından biri.
Trastevere: Dar sokakları, renkli binaları ve canlı gece hayatı ile bilinen Trastevere, Roma’nın yerel yaşamını deneyimlemek isteyenler için ideal bir semt.
Castel Sant’Angelo, Venezia Meydanı, Santa Maria Maggiore Bazilikası, Aziz Petrus Meydanı, Palatino Tepesi, Via dei Condotti ve Via del Corso da listenize eklemeniz gereken diğer önemli yerlerden.
Bonus: İtalya’da şehirler arası ulaşım trenlerle hızlı ve kolay bir şekilde sağlanıyor. Şehirde dört günden fazla vaktiniz varsa, trenle sadece 1.5 saat mesafede bulunan büyüleyici şehir Floransa’yı seyahat planınıza eklemeyi düşünebilirsiniz.
İtalyan mutfağı, dünyanın en başarılı mutfakları arasında yer alıyor. İtalyan mutfağı denildiğinde ilk olarak akla makarna, pizza, tiramisu ve dondurma gelse de, Akdeniz yemekleri de oldukça lezzetli ve başarılı. En az 3 kilo alma garantili Roma seyahatinizde, denemeden dönmemeniz gereken çok fazla lezzet var:
Suppli: Risotto pirinci, domates sosu ve mozzarella peyniriyle yapılan, ardından galeta ununa bulanıp kızartılan bir tür İtalyan yemeği.
Pizza al Taglio: Roma usulü hazırlanan ve ince, gevrek tabanıyla bilinen bu pizza, genellikle dikdörtgen şeklinde kesilerek servis ediliyor ve kilo ile satılıyor.
Pasta alla Carbonara: Bir İtalyan kalsiği olan carbonara, guanciale (domuz yanak eti), peynir (Pecorino Romano), yumurta ve karabiberle hazırlanan bir tür makarna.
Cacio e Pepe: Basit ama lezzetli bir başka makarna olan Cacio e Pepe, sadece peynir (Pecorino Romano) ve karabiber ile hazırlanıyor.
Amatriciana: Bu geleneksel makarna, guanciale ve pecorino peyniri ile domates sosu ve biraz karabiberle yapılıyor.
Enginar (Carciofi): Roma'da enginar iki şekilde hazırlanıyor: Carciofi alla Romana (zeytinyağlı, maydanozlu ve sarımsaklı) ve Carciofi alla Giudia (Yahudi usulü kızartılmış).
Saltimbocca: Dana eti, adaçayı ve jambonun bir araya geldiği, tuz ve biberle tatlandırılan bir tür et yemeği.
Fiori di Zucca: Kabak çiçeğinin ançüez ve mozerella peyniri ile doldurulup kızartılmasıyla hazırlanan bir lezzet.
Bruschetta: Fırınlanmış dilim ekmeğe sarımsak sürüldükten sonra üzerine çeşitli malzemeler konularak servis edilen bir aperatif.
Filetti di Baccala: Fileto marina balığının kızartılmış hali.
Gnocchi alla Romana: İtalyan buğdayı, süt, yumurta ve muskat ile Roma usulü hazırlanan bir çeşit makarna.
Gelato: İtalyan dondurması.
Tiramisu: İspanyol merdivenlerinden Popolo meydanına giderken kolayca bulabileceğiniz, nostaljik bir pastane olan Pompi, dünyanın en iyi tiramisularını yapıyor. Minik kutular içinde servis edilen çeşit çeşit tiramisulardan özellikle klasik ve muzlu olanı mutlaka denemelisiniz.
Roma, bebek arabasıyla gezmesi zor bir şehir. Özellikle yüksek sezonda turistik noktaların pek çoğunun girişinde uzun sıralar oluyor ve çocukla beklemek zorlayıcı olabiliyor. Bununla birlikte Vatikan seyahat planınızda olacaksa, çok fazla merdiven çıkmanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Roma’ya çocukla seyahat etmek istemeyebilirsiniz. Roma gezinizi yalnız olarak, partnerinizle ya da arkadaş grubunuzla daha eğlenceli bir şekilde planlayabilirsiniz.