Münih dünya çapında Oktoberfest ile tanınsa da, yıl boyunca ziyaretçilerine sunacak sayısız etkinlik ve aktiviteye sahip bir şehir. Münih aynı zamanda bir kültür merkezi olarak da dikkat çekiyor; dünyaca ünlü müzeler, sanat galerileri ve tiyatrolar şehrin sosyal hayatını zenginleştiriyor. Bununla birlikte şehirdeki yemyeşil parklar ve bahçeler, doğayla iç içe keyifli zaman geçirmenize olanak tanıyor.
Bayern dükü III. Heinrich, tuz ticaretine yeni bir yol açmak için 1158 yılında Münih şehrini kuruyor. Aradan sadece 100 yıl geçtikten sonra Münih hızla gelişerek Bayern Kralları tarafından yönetilen bir şehir haline geliyor. 1806 yılında Bayern Krallığı’nın başkenti olmayı başaran şehir, maalesef ki II. Dünya Savaşı’nda ağır hasar görüyor. Savaştan sonra Münih, 1800’lü yıllardaki görüntüsüne benzetilmeye çalışılarak yenileniyor. Günümüzde ise Münih sadece Almanya’nın değil, aynı zamanda Avrupa’nın da en zarif ve canlı şehirlerinden biri olarak görülüyor.
İstanbul-Münih arası uçakla yaklaşık 3 saat sürüyor. Münih Franz Josef Strauss Havaalanı, şehir merkezinin 30 km kuzeyinde yer alıyor. İki terminali bulunan havaalanı Almanya’nın en yoğun ikinci, Avrupa’nın ise en yoğun sekizinci havaalanı. Münih metrosuna S Bahn adı veriliyor ve havalimanından iki farklı metro hattı sefer gerçekleştiriyor. S1 hattı şehrin batı tarafına, S8 hattı ise doğu tarafına gidiyor. Her iki metro hattı ile şehir merkezindeki ana tren garına yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuk ile ulaşmak mümkün. Bununla birlikte Münih Havaalanı ile ana tren garı arasında, Lufthansa Express Bus adı verilen havaalanı otobüsleri de hizmet veriyor. Metroya göre biraz daha pahalı olan havaalanı otobüsleri ile merkeze ulaşmak ortalama 45 dakika sürüyor. Daha konforlu bir yolculuk için ise taksileri kullanabilir ya da otelinizden havaalanı transferi isteyebilirsiniz.
Bayern bölgesinin başkenti olan Münih’te ılıman okyanus iklimi hakim. Almanya’nın kuzeyinde yer alan şehirde Ocak ve Şubat aylarında şiddetli soğuklar ve yoğun kar yağışı görülüyor. Yıl boyunca oldukça yağış alan Münih’te, yaz aylarında gitseniz bile yağmurla karşılaşmanız muhtemel. Şehri ziyaret etmek için en ideal zamanın Mayıs ve Ekim ayları arası olduğu söylenebilir. Bununla birlikte Almanya’nın her şehrinde olduğu gibi Münih’te de Noel pazarları kurulduğunda şehir ışıl ışıl oluyor ve büyülü bir atmosfere bürünüyor. Dünyaca ünlü festivallerden biri olan Octoberfest’e katılmak gibi bir planınız varsa, seyahatinizi Ekim ayına planlamak isteyebilirsiniz.
Münih yıl boyunca yoğun turist ziyareti alan bir şehir olduğundan, konaklama yapabileceğiniz bölgeler ve konaklama seçenekleri açısından oldukça fazla seçenek sunuyor. Şehirde kaç gününüz olduğu, nereleri gezmek istediğiniz ve konaklama için ne kadar bütçe ayıracağınızı belirlemeniz seçenekleri azaltmanıza yardımcı olabilir. Münih’te konaklamayabileceğiniz bazı bölgeler şu şekilde sıralanabilir:
Altstadt-Lehel: Münih’in eski şehir merkezi olan Altstadt; tarihi yapılara, alışveriş caddelerine ve ünlü Marienplatz meydanına yakınlığı ile turistler için ideal bir konaklama bölgesi. Şehre ilk defa gidiyorsanız ya da şehirde az zamanınız varsa, bu bölgede konaklama yapmanız iyi bir fikir olabilir.
Maxvorstadt: Üniversitelerin ve müzelerin yoğun olduğu bu bölge kültürel ve entelektüel atmosferi ile tanınıyor. Maxvorstadt hem eski şehir merkezine hem de İngiliz Bahçesi’ne (Englischer Garten) kolayca ulaşabileceğiniz bir konumda yer alıyor.
Schwabing: Sanat galerileri, butik mağazalar ve canlı gece hayatı ile bilinen Schwabing, özellikle gençler ve sanatseverler arasında oldukça popüler bir konaklama bölgesi.
Ludwigsvorstadt-Isarvorstadt: Münih’in ana tren istasyonu olan Hauptbahnhof’a yakınlığı nedeniyle tercih edilen Ludwigsvorstadt-Isarvorstadt oldukça canlı bir atmosfere sahip. Bölge ayrıca Oktoberfest’in düzenlendiği Theresienwiese’ye de ev sahipliği yapıyor.
Haidhausen: Isar Nehri’nin doğusunda yer alan bu şirin bölge geleneksel Bavyera evleri, kafeleri ve restoranları ile huzurlu bir ortam sunuyor. Münih’in gece hayatının da hareketli olduğu bir bölgede otantik bir konaklama deneyimi yaşayabilirsiniz.
Glockenbachviertel: Münih’in trend bölgelerinden biri olan Glockenbachviertel canlı sosyal hayatı ve popüler barları ile tanınıyor. Her bütçeye ve ihtiyaca uygun konaklama seçeneğini bu bölgede bulmak mümkün.
Münih, Almanya’nın Bavyera eyaletinin başkenti ve en büyük şehri olarak, hem tarihi hem de modern cazibe merkezleriyle ünlü bir şehir. Şehrin eski kent merkezindeki Marienplatz, ihtişamlı Rathaus binası ve ünlü Glockenspiel’in çan sesleri sizi adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Barok mimarisiyle inşa edilmiş şehrin sokaklarında dolaşırken tarihin izlerini her köşede hissedebiliyorsunuz. Münih’i keşfetmek için 2 gece 3 günlük bir seyahat planlamanız yeterli olacaktır. Eğer Octoberfest gibi bir etkinlik için şehre gidiyorsanız seyahat planınızı aylar öncesinden yapmak iyi olacaktır. Bu gibi festival dönemlerinde turistik noktaların önünde uzun kuyruklar olacağını bilmenizde fayda var.
Bavyera’nın gözbebeği Münih’te keşfedilecek popüler turistik noktalar aşağıdaki gibi listelenebilir:
Marienplatz: Göz alıcı tarihi yapılar ve benzersiz heykellerle çevrili büyük bir meydan olan Marienplatz aynı zamanda şehrin buluşma noktası olarak kabul ediliyor. Yıl boyunca çeşitli festivallere ev sahipliği yapan meydan, Münih’te mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Yeni Belediye Binası (Neues Rathaus): Marienplatz’da bulunan Neo-Gotik tarzındaki bu yapı, Münih’in popüler simgelerinden biri. Neues Rathaus’taki Glockenspiel isimli mekanik saat gösterisi ise her gün saat 11:00’de ziyaretçileri büyülemeyi başarıyor.
Englischer Garten: Dünyanın en büyük şehir parklarından biri olan İngiliz Bahçesi, Münih’te doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal bir kaçış noktası. Parkta bisiklet sürmek, yürüyüş yapmak ve Eisbach Nehri’nde sörf izlemek popüler aktiviteler arasında yer alıyor.
Nymphenburg Sarayı: Barok mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Nymphenburg Sarayı, Bavyera kraliyet ailesinin yazlık rezidansı olarak kullanılmış. Saray içerisindeki ihtişamlı odalar, tarihi süs havuzları ve büyük özel tasarımlı bahçesi ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.
Almanya Müzesi (Deutsches Museum): Avrupa’nın en büyük bilim müzesi olan Deutsches Museum, bilim ve teknolojiye meraklı olanların mutlaka listesinde olması gereken bir yer. Havacılık, enerji, fizik ve kimya gibi çeşitli alanlarda interaktif sergilere sahip olan müze, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Münih Sarayı (Residenz): Bavyera dükleri ve krallarının eski ikametgahı olan bu devasa saray kompleksi, zengin iç dekorasyonu ve etkileyici müzeleri ile tarih severleri cezbediyor. Kompleks içerisinde yer alan Mücevher Odası ve antik koleksiyonlar ise görülmeye değer.
Viktualienmarkt: Marienplatz’a kısa bir yürüyüş mesafesindeki bu açık hava pazarı, yerel lezzetleri denemek ve Münih’in günlük yaşamını deneyimlemek isteyenler için eşsiz bir yer. Taze meyveler, sebzeler, peynirler ve Bavyera’ya özgü yerel ürünleri bu pazarda bulabilirsiniz.
Frauenkirche (Meryem Ana Katedrali): Münih’in en tanınmış simgelerinden biri olan bu katedral aynı zamanda iki ikonik kuleye de sahip. Katedralin içerisine girerek tarihi atmosferi hissedebilir ve şehir manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Olimpiapark: 1972 Yaz Olimpiyatları için inşa edilen bu geniş alan günümüzde çeşitli spor, konser ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Olimpiapark’tan şehri kuşbakışı izleyebilir ya da seyahat tarihinize denk gelen herhangi bir etkinliğe katılıp eğlenceli zamanlar geçirebilirsiniz.
Hofbräuhaus: Dünyaca ünlü bir bira evi olan Hofbräuhaus, Bavyera kültürünü deneyimlemek isteyenler için ideal bir mekan. Hofbräuhaus’ta geleneksel Alman yemeklerinin tadına bakabilir, canlı müzik eşliğinde biranızı yudumlayabilirsiniz.
St. Peter Kilisesi (Peterskirche): Münih’in en eski kilisesi olan St. Peter Kilisesi; Romanesk, Gotik ve Barok mimari tarzlarının eşsiz birleşimi ile inşa edilmiş. Aynı zamanda kilisenin kulesine çıkarak Münih’in panoramik manzarasını izleyebilirsiniz.
Sendlinger Tor ve Karlstor: Orta Çağ’dan kalma bu iki şehir kapısı, Münih’in tarihi merkezini keşfetmeye başlamak için güzel noktalar olabilir. Hem Sendlinger Tor hem de Karlstorn şehrin eski savunma yapılarının kalıntıları olarak ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
BMW Welt ve BMW Müzesi: Otomobil meraklıları için, BMW’nin merkezi olan Münih’te, BMW Welt ve BMW Müzesi mutlaka görülmeli. Burada BMW’nin tarihine, inovasyonlarına ve gelecekteki teknolojilerine dair çok şey öğrenebilirsiniz.
Maximilianstrasse: Lüks alışverişin merkezi olan bu cadde, hem yerel hem de uluslararası markaların mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Caddenin mimarisi ve atmosferi de göz alıcı ve oldukça etkileyici.
Blutenburg Kalesi: 15. yüzyıldan kalma Blutenburg Kalesi, Würm Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Kale gotik mimarisi, sakin çevresi ve huzurlu ortamıyla Münih’te görülmeye değer yapılardan.
Hellabrunn Hayvanat Bahçesi: Doğal yaşam alanlarına benzer şekilde düzenlenmiş bu hayvanat bahçesi, özellikle çocuklu aileler için harika bir destinasyon. Burada farklı hayvan türlerini doğal ortamlarına uygun bir şekilde gözlemleyebilir ve çocuğunuzla birlikte keyifli anlar geçirebilirsiniz.
Bonus: Münih’te yeterli zamanınız varsa araba kiralayıp büyüleyici Bavyera köylerini gezebilir ya da Münih’e arabayla 1.5 saat sürüş mesafesinde yer alan Salzburg ve hatta Hallstat’ı rotanıza ekleyebilirsiniz.
Münih kültürel zenginliğini mutfağına da taşımayı başarmış bir şehir. Sert iklimi dolayısıyla sebze ve meyve çeşitliliğinin az olduğu şehirde yemekler genellikle et ağırlıklı hazırlanıyor. Tipik Alman mutfağının yanı sıra komşu ülkelerin mutfaklarından da etkilenen Münih’te dünya mutfağının da başarılı örneklerini tatmak mümkün oluyor. Münih’te denemeniz gereken yerel lezzetler ise şöyle:
Weisswurst (Beyaz Sosis): Bavyera’nın popüler sokak lezzetlerinden biri olan Weisswurst, genellikle sabah saatlerinde tüketiliyor. Dana eti ve domuz pastırmasından yapılan bu sosis; maydanoz, limon, hindistancevizi ve çeşitli baharatlarla tatlandırılıyor, pretzel ve tatlı hardalla servis ediliyor.
Pretzel (Brezel): Almanya’nın en bilinen atıştırmalıklarından biri olan Pretzel, Münih’te de hemen her köşe başında bulunabiliyor. Sert ve susamsız simide benzeyen dokusu ve üstündeki iri tuz taneleriyle pretzel kahvaltıda veya biranın yanında aperatif olarak ya da ara öğün olarak sıkça tüketiliyor.
Schweinshaxe (Domuz incik): Özellikle Bavyera mutfağında sıkça yer alan bu yemek; dışı çıtır çıtır, içi ise yumuşacık olan bir domuz incik kızartması. Genellikle patates püresi veya knödel (ekmek hamuru topları) ile servis ediliyor.
Knödel: Knödel, Alman mutfağındaki bir tür ekmek hamuru topu. Genellikle et yemeklerinin yanında garnitür olarak sunuluyor. Patatesle yapılan versiyonları da mevcut.
Sauerkraut: Fermente edilmiş lahana olan sauerkraut, Alman mutfağının vazgeçilmezlerinden biri. Et yemeklerinin yanında servis edilen sauerkraut hem lezzeti hem de sağlığa faydaları nedeniyle çok tercih ediliyor.
Schnitzel: Hafifçe dövülerek pane edilmiş sığır, tavuk ya da domuz etinin kızartılmasıyla hazırlanan bir yemek. Patates kızartması ya da salatası ve vişne reçeli ile servis ediliyor.
Leberkäse: Münih’te popüler olan bir diğer yiyecek olan leberkäse hızlı bir atıştırmalık olarak tüketiliyor. Genellikle domuz ve sığır etinden yapılan, ince kıyılmış etin kalıba dökülüp fırında pişirilmesiyle hazırlanan bir tür Alman atıştırmalığı olarak tarif edilebilir.
Obatzda: Bavyera usulü bir peynir ezmesi olan obatzda, genellikle biraların yanında tüketiliyor. Krem peynir, tereyağı, soğan ve çeşitli baharatların karışımından oluşan obatzda, pretzel ile iyi bir ikili oluyor.
Spätzle: Güney Almanya’nın makarnası olarak bilinen spätzle özellikle peynirli versiyonu olan käsespätzle ile oldukça popüler bir yemek. Krema ve peynir sosu ile servis ediliyor.
Bavyera usulü patates salatası: Alman mutfağının vazgeçilmezlerinden biri de şüphesiz ki patates salatası. Bavyera usulü olanı sıcak servis ediliyor, sirke, soğan, et suyu ve hardal ile tatlandırılıyor.
Apfelstrudel: Almanya’da tatlı dendiğinde akla ilk gelenlerden biri apfelstrudel. İnce hamura sarılmış elma, tarçın ve kuru üzüm ile yapılan bu tatlı, vanilyalı sos veya dondurma ile servis ediliyor.
Bavyera birası: Münih, dünyanın en ünlü bira başkentlerinden biri olarak kabul ediliyor. Geleneksel Bavyera biraları arasında Helles, Weissbier (buğday birası) ve Dunkel yer alıyor. Özellikle yerel birahanelerde bu biraları denemek turistler için oldukça popüler bir aktivite.
Radler: Bavyera’nın popüler içeceklerinden biri olan radler, hemen hemen tüm barlarda deneyebileceğiniz bir alkollü içecek. Yarı bira, yarı limonata karışımı olan bu içecek, özellikle yaz aylarında ferahlatıcı bir tercih olabilir.
Münih’in en ünlü restoranlarından biri olan Haxnbauer, özellikle odun ateşinde pişirilmiş domuz inciklerini (schweinshaxe) ve geleneksel Bavyera mutfağını deneyimlemek isteyenler için mükemmel bir seçim olacaktır.
Münih’in eski kent merkezinde yer alan Zum Dürnbräu, 500 yılı aşkın bir geçmişe sahip geleneksel bir restoran. Etkileyici atmosferi, enfes yemekleri ve güler yüzlü personeli ile hiç düşünmeden tercih edebileceğiniz bir mekan denilebilir.
Münih’in en eski bira bahçelerinden biri olan Augustiner-Keller, 19. yüzyıldan beri hizmet veriyor. Augustiner-Keller’da geleneksel Bavyera yemeklerini ve ünlü Augustiner birasını tadabilirsiniz. Rahat ve samimi atmosferiyle de öne çıkan mekan, hem yerel halk hem de turistlerden büyük ilgi görüyor.
Münih’in yemyeşil devasa parkları ve tertemiz düzenli sokakları şehri çocuğunuzla keşfetmeniz için çok ideal. Bununla birlikte Münih’in canlı gece hayatının, bira bahçelerinin ve festivallerinin tadını çıkarmak istiyorsanız seyahatinizi çocuksuz veya arkadaş grubunuzla planlamak isteyebilirsiniz. Şehir yalnız gezginler için de oldukça güvenli.