Hem Osmanlı hem Cumhuriyet tarihimize şahitlik eden çok özel bir yapı Dolmabahçe Sarayı. Batılılaşma döneminin bir ürünü olarak dönüşümün gözlemlenmesine imkan tanıyan sarayda altı padişah, bir halife ve bir de “yüzyılda bir ancak gelir” dedikleri türden eşsiz bir lider; Mustafa Kemal Atatürk ikamet etmiş. Bugün 10 Kasım’da ölümünün değil ardında bıraktığı ölümsüz eserlerle var oluşunun bir kez daha anılması, güne siyahın değil çok sevdiği gün doğumu renginin hâkim olması gerektiği düşünenlerdenim.. Özleyişin yarattığı hüzün de kaçınılmaz bir duygudur lakin umudun hâkim olduğu bir dünya; Atatürk’ün yaşam biçimidir unutmayalım...
Sarayın bulunduğu alanla ilgili altyapı çalışmaları -denizin doldurulması işlemi- oldukça uzun zaman almış. I. Ahmet’in başlattığı, II. Osman’ın da devam ettirdiği projenin sonunda Sultan Abdülmecid’in talimatıyla 1843’de sarayın yapımına başlanmış ve bu süreç 13 yıl sürmüş. Birçok güzel çalışmaya imza atan ve mimari alanda yetenekleri herkesçe kabul görmüş olan Balyan ailesi mensuplarından Garabet ve Nikogos Balyan, sarayı hem sadeliğin hem de gösterişin hâkim olduğu ancak hiçbirinin diğerinin alanını işgal etmediği bir dengeyi korumak suretiyle tasarlamış. Bu noktada Fransız Sechan’ı da zikretmek gerekir ki kendisi sarayın iç dizaynı konusunda oldukça emek harcamış.
Haremlik ve Selamlık şeklinde iki kanadı olan ana bina, küçük köşkler ve büyük bir bahçe... 600 metre uzunluğunda bir rıhtım. 285 oda, 46 salon ve 6 hamam. Her biri ince işçiliklerle donatılmış, bütünselliğin ayrı ayrı komposizyonla uygulandığı odaların ruhuna işlemiş... Dış cephesinde beyaz mermerlerin kullanıldığı yapı, içeride zengin renkler ve detaylarla dekor edilmiş. Piyanolar, kristal avizeler, Hereke halılar, Zonaro, Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa gibi ünlü ressamların tabloları ile insanda şaşkınlık uyandıracak ölçüde büyük kubbelerin, yeşil bahçelerin ve belki de en güzel boğaz manzaralarının seyredildiği bir yer... Bir nevi görsel şölen niteliğindeki tavan süslemeleri ve muhteşem kapılarını sözle ifade etmeye çalışmak epey zor.
27 metre yükseklikte ve 4 katlı Saat Kulesi'ni de unutmayalım. Sarkis Balyan’ın tasarladığı yapı 1890 yılında inşa edilmiş. Sultan II. Abdülhamid için yapılmış, ikinci kata da tuğrası yerleştirilmiş. Zemin katında iki termometre ve iki barometre olan yapıda neo barok ve ampir tarzı bir arada görmek mümkün.
Dolmabahçe Sarayı’nın hepimiz için ayrı bir önemi daha var. Daha önce de belirttiğimiz gibi Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de İstanbul’a geldiği zamanlarda bu sarayda ikamet etmiş. 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılışından itibaren odası muhafaza edilmekte... Yatağının üstü Türk Bayrağı ile örtülü ve bütün saatler aramızdan ayrılış anını göstermekte. Biz de bu vesile ile atamızı yeniden saygı ile anıyoruz...
Mutlaka okuyun: Anıtkabir hakkında bilmeniz gerekenler