Birazcık karın yağına sahip olmak aslında sağlığınız için iyidir, çünkü bu yağ karnı, bağırsakları ve diğer hassas organları korur. Fakat aşırı karın yağına sahip olmak pek de sağlıklı değildir. Karın bölgesindeki fazladan yağ hücreleri (viseral yağ olarak da bilinir) kalp hastalıkları, felç ve diyabet gibi hastalıklarla doğrudan bağlantılıdır.
PEKİ, NE YAPMAK GEREKİYOR?
Kadınlar kilo vermeye başladıklarında genelde toplam yağ oranı ile kıyaslandığında yüzde 30 oranında karın yağı bölgesinden kilo verirler. Kısacası; gün içerisinde yaptığınız ufak değişiklikler ve seçimler yağ yakımını hızlandırmanızı ve kilo vermenizi sağlayabilir. Verdiğiniz her kilo da bel ölçünüzü küçülmesine katkıda bulunacaktır.
Kahvaltılarınızda yulaf ezmesini tercih edin. Yulaf ezmesi ve elmada bulunan çözünür lif özellikle bel çevresindeki yağlardan kurtulmada etkilidir. Wake Forest University in North Carolina’daki araştırmalar günlük lif tüketimindeki her 10 gram kadar artışının 5 yıl içerisinde bel çevresinde yüzde 4’lük bir azalışa neden olabileceğini söylüyor. En yüksek fayda için günlük 25 ile 30 gram lif alınması gerekiyor.
Hedefiniz karın bölgenizde toplanan yağları eritmekse, yeşil çayı da diyetinize eklemeyi unutmayın! Bir çalışmada egzersiz yapan ve günlük 2 fincandan fazla yeşil çay içen katılımcılar içmeyenlere göre 6 kat daha fazla karın yağı kaybetmiş. Araştırmalar yeşil çayın bileşeni olan kateşinlerin yağ yakma yeteneğini artırdığını söylüyor.
Karın yağını yakmak için, yağ tüketmeli. Özellikle fındık, badem, ceviz, avokado gibi besinlerde bulunan tekli doymamış yağ asitlerinden bahsediyorum. Bir araştırmada kadınlar 1,600 kalorilik yüksek tekli doymamış yağ asidi diyeti uygulayarak bir ayda karın bölgesinde yağların üçte birinden kurtuldular. Yağlardan kurtulmak için: Her yemek ya da atıştırmalık sırasında bir porsiyon tekli doymamış yağ asidi tüketebilirsiniz. Örneğin bir avuç dolusu fındık, bir yemek kaşığı zeytinyağı veya bir avokadonun çeyreği gibi.
Diyetinize ilaveten küçük bir egzersiz iştah kesmenin anahtarıdır. Ama sadece sokakta yavaş yavaş dolaşmak yeterli değildir. Karın bölgesini eritmenin asıl anahtarı tempolu adımlardır. Yapılan bir çalışma haftada 5 gün tempolu yürüyüş yapan kadınların diğerlerine oranla 6 kat daha fazla karın yağı yaktığını göstermiş. Spor yapmak yağ metabolizmasını düzenleyen beyin kimyasallarının seviyelerini arttırırken ruh halini de canlandırmaktadır.
Yoğurt atıştırın. Süt ürünleri kaslarınızı korumanıza ve daha az yağ depolamanıza yardımcı olur. Tennessee Üniversitesi’nde diyet uygulayan kişilerden 170 gram yağsız yoğurt yiyenlerin diğerlerine göre karın yağlarında % 81 daha çok azalma olduğu görüldü. Kalsiyumu arttırmak yağ depolanmasını düzenleyen kalsitriol hormonunu baskılar.
Magnezyumun vücuda 300’den fazla yararı vardır. O halde 2013 yılında yapılan bir araştırmada daha fazla magnezyum tüketen insanların kan şekeri ve insülin seviyelerinin düştüğünün ortaya çıkmasına şaşırmamak gerekir. Günde en az iki kez yapraklı yeşillikler, muz ve soya fasulyesi gibi magnezyum yönünden zengin gıdalarla beslenebilirsiniz.
Doğru karbonhidratlarla keyifle beslenin. Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir çalışmaya göre tam tahıllılarla yenilen yemekler sindiriminize yardımcı olur . Tam tahıllar aynı zamanda kan şekeri dengesini sağlayarak tokluk hissinizin uzatır ve atıştırmalık aramaya çıkmanıza engel olur.
Akşam yemeğinden önce, 5 dakika günün stresini bir tarafa bırakın küçük aygıtlardan biraz uzaklaşın, bir kaç esneme hareketi yapın. Neden mi? Yemek yemek insülini tetikler; stres kortizolu yükseltir. Yükseldikleri zaman bu iki hormon beraber çalışarak bel bölgesinde yağlanmaya neden olabilirler. Bir çalışmada, stresli yemek yiyenlerin endişesiz ve rahat yemek yiyenlere göre daha yüksek seviyede kortizol ve insülin salgıladıkları saptanmıştır.
Doğru miktarda uyumak çok önemlidir. Yapılan araştırmaların birinde, gecede 6-7 saat uyuyan insanların, gecede 5 veya 5 saatten daha az uyuyan ya da 8 veya 8 saatten fazla uyuyan insanlara kıyasla 5 yıl gibi bir sürede daha az visseral yağ ürettiklerini ortaya çıkmıştır. Uyku belki de bu konuda önemli olan tek unsur değil fakat yine de bir bütünü oluşturmak açısından önemlidir.