İYİ HİSSET - SAĞLIK

Travma ile başa çıkmak için farklı bir teknik

Travmalar tam anlamıyla iyileştirilebilir mi? Peki ama nasıl? Klinik Psikolog İrem Polat 'somatik deneyimleme' adlı farklı bir teknik hakkında bilgi verdi.

profil
İrem Polat
4.07.2019
Travma ile başa çıkmak için farklı bir teknik

Geçtiğimiz hafta Somatik Deneyimleme eğitimindeydim. Yaklaşık 3 sene sürecek olan bu travma çözümleme eğitiminde çığır açıcı şeyler öğreniyorum, hali hazırda bildiklerimi tekrar ediyorum, fark ettiğim ama isimlendiremediğim şeyleri kuramla birlikte adlandırıyorum.

Eğitim boyunca kendime şefkatle anımsattığım şey “travma iyileştirilebilir” oldu. Bunu tekrar tekrar duymak o kadar umut verici ki... Neredeyse 10 senedir pek çok yaşama eşlik, şahitlik ettim... Bir terapist olarak benim de danışanlarımın öykülerinden etkilendiğim anlar oldu. Hemen süpervizörümün ve kendi terapistimin kapısını çaldım. Danışanın öyküsünün ötesine asla geçemezdi terapistin tetiklenme noktaları... Duyguyla, düşünceyle, davranışla çalışmayı iyi bilen terapistler olarak özellikle bazı danışanlarla ilerlerken takılı kaldığımız yerler olur. Bu takılı kalma hali de son derece dönüştürücüdür... Önce emdr, sonra kalp merkezli hipnoterapi çalışmalarımla, psikoterapi sürecindeki önemli bir kısmın da, bedenle ilişkili olduğunu fark eder olmuştum. Travma söz konusu olduğunda bedenin deneyimlediği travmaya dokunmadan bir şeyler eksik kalıyordu...
Ve nihayet; odağında travma ve beden olan, sinir sistemini baz alan bir yaklaşımla tanıştım. Senelerdir aradığım ve nihayet karşıma çıkmış değerli bir hazine gibi...

“Somatik deneyimleme nedir?” sorusunu örnek üzerinden anlatmak istiyorum. 

Alışılagelenin aksine, somatik deneyimleme seansında konuşma çok az olur. Bütün odak bedende ve beden duyumsamalarındadır. Zira travmatik olayı anımsamasak bile, beden travma anında kayıt tutmuştur ve bedendeki yüklü gücün serbest bırakılması gerekmektedir.

“Vajinal doğum yaptı. Doğumda epizyotomisi vardı (kesi-dikiş). Doktoru, doğum sonrasında odasına yürümesi konusunda onu cesaretlendirdi. Ama yürüyecek gücü kendinde bulamadı ve odasına tekerlekli sandalyeyle gitti. Burada tamamlanmamış bir döngü olduğunu duyumsayan bedeninde sıkışmış bir enerji vardı. Ve seans esnasında yalnızca bedenini duyumsarken, içinde muazzam bir yürüme coşkusu oluştu. Yürüdü... Yürüdü... Yürüdü... Derin bir nefes aldı. Artık döngü tamamlanmıştı...”

Kuramın kurucusu Peter Levine’in kendi danışanıyla ilgili anlattığı meşhur bir öyküsü var. Danışanı Nancy yoğun anksiyete atakları geçiriyor, kaçınma davranışları sergiliyor. Seans esnasında güçlü bir kaygı atağı geçirdiğinde Peter ona “Nancy arkanda bir kaplan var! Koş!” diyor. Ve Nancy seans esnasında koşuyor, titriyor, terliyor, ağlıyor. Nancy çocukken bademcik ameliyatı geçiriyor. Ameliyat esnasında masaya bağlanıyor, anestezide eter kullanılıyor. Kıpırdama şansı yok, kendini boğulur gibi hissediyor ve halüsinasyonlar görüyor. Peter henüz daha kuramını oluşturmaya başladığı ve sonrasında fazlasıyla dönüştürdüğü yaklaşımında, bu vakayı şöyle yorumluyor: “Nancy bu durumu hayati bir tehlike olarak duyumsamıştı ve ameliyatta donakalmıştı. Bedeni adeta teslim olmuştu. Bedenin o esnada döngüyü tamamlayabilmesi için belki titremesi, ağlaması, kaçması ve sonra regüle olması gerekiyordu. Senelerce bu sıkışmış yükle yaşadı. Pek çok tecrübesinde donma tepkisi verdi. Hayatta kalma stratejisi buydu. Peter’a göre Nancy’nin seansta yaşadığı bir katarsis (duygusal boşalma) değildi. Nancy, senelerdir verdiği pasif donma ve hareketsizlik tepkisinden çıkıyor, kaçış kurtuluş aktifliğine geçmesine imkan sağlayan bir enerji boşalması yaşıyordu. Somatik Deneyimleme hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için Peter Levine’in tüm kitaplarını ve instagram’da @somatikdeneyimleme hesabını takip etmenizi öneririm.
Eğitimin ilk ayağı oldukça yoğun, düşündürücü, dönüştürücü, bazen yorucu ama her şeyden önce doyurucu bir manevi yolculuktu benim için. Eğitmenimiz Ariel kapanış çemberinde veda ederken, eğitimdeki tüm uzmanlara “Haydi şimdi dünyayı daha iyi bir yer yapmaya gidelim” diyerek veda etti. Yazarken bile tüylerim diken diken oluyor. Bunu bedenimde nerede duyumsuyorum? Kalbimde. Sanki elimde dünya gezegenine ait kutsal bir bilgi varmış ve bunu ihtiyaç duyana, arayana dağıtabilecek güç tüm hücrelerimdeymiş gibi... Bu bir kurtarıcı olma düşlemi mi? Belki biraz... Ama daha çok yaptığım işi yapabileceğim en iyi şekilde yapma inancı. Ve evet. Travma gerçekten iyileştirilebilir... Sevgiyle...

Önceki ve Sonraki
Haberler