Cinsel istismar, bir çocuğun, kendinden yaşça büyük bir yetişkin tarafından cinsel haz ve tatmin için suiistimal edilmesidir. Tecavüz, taciz, sarkıntılık, cinsel içerikli sohbet, cinsel içerikli görüntüler paylaşmak gibi çocuğun ikna edilerek veya rızası dışındaki eylemler cinsel istismar kapsamındadır. Cinsel istismar sosyoekonomik ve kültürel düzeyden bağımsız olarak, her yaş grubundan çocuğun tehlike altında olduğu bir olgudur. Maalesef pek çok zaman istismar eden kişi çocuğun ve ailesinin yakından tanıdığı ve güvendiği kişiler arasındadır.
Çocuklar genelde cinsel istismara uğradıklarını söylemezler veya kendilerine söyleyecek bir alan bulamazlar. Bu sessizliğin çeşitli nedenleri vardır;
• Maruz kaldıkları durumu tam olarak anlamamak
• Yaşadıklarını sözel olarak ifade edebilecek yaşta olmamak
• İstismarcının sevdikleri, güvendikleri, bağ kurdukları birisi olması
• Kendilerini suçlu hissetmek
• Cezalandırılmaktan ve reddedilmekten korkmak
• İstismarcı tarafından tehditlere, şantajlara veya ödüllere maruz kalmak
• Kendisine inanılmayacağının düşünülmesi
Peki, çocuklarımızı cinsel saldırılardan nasıl koruyabiliriz? Mahremiyeti nasıl anlatabiliriz? Gerekli durumlarda yardım istemelerini nasıl sağlayabiliriz?
1. İlişkiyi başlatmak ve sürdürmek
Çocuğun merak ettiği her şeyi sorabildiği ve duygularını, düşüncelerini rahatlıkla aktarabileceği bir çocuk- ebeveyn ilişkisini yaratmak en önemli adım. Çocukla ilgilenen, çocuğun güvenebildiği ve yakınındayken kendini güvende hissettiği bir yetişkinin varlığı en koruyucu faktörlerin başında geliyor.
2. Çocuğa saygı duymak
Mahremiyet eğitimi çok erken yaşlarda başlıyor. Odasına girerken çocuğun odasının kapısını çalmak, çocuğun yanında soyunmamak, çocuğu herkesin önünde soymamak gibi temel konularda özen göstermek ve çocuğa saygı duymakla süreç oluşuyor.
3. İstemediğinde öpmeyin!
Çocuğa bedeninin kendisine özel olduğu mesajını vermek mühim ama bunu aktarırken istemediği halde onu zorla öpmek, sarılmak da bir sınır aşımı.
4. Özel bölgeleri ve sınırları anlatmak
Vücudumuzun çeşitli bölgeleri olduğunu, bazı bölgelerin özel ve mahrem bölgeler olduğunu anlatmak önemli. Bu bölgelere takma isimler takmadan, gerçek isimleriyle ifade etmek gerekiyor.
5. İyi dokunuş ve kötü dokunuş
Bazen iyi ve kötü dokunuşu ayırt etmenin çocuk için güç olduğu ve çocuğun kafasını karıştıracak durumlar yaşanabiliyor. Bu kavramları belirginleştirmek ve kötü bir dokunuşu hissettiği anda çocuğun ‘Hayır’ demesini, bağırmasını ve bulunduğu yerden uzaklaşmasını aktaracak bir eylem planı anlatmak etkili olur.
6. Tutarlı olmak
Çocuğa söylenen, çocuktan beklenen durumlarla ebeveynin tutumu çelişkili olursa, çocukların kafası doğal olarak karışır. Hem ‘bedenin sana özel’ deyip, hem de çocuğun mayosunu herkesin önünde değiştirmek çocuğun mahremiyet kavramını zihninde oturtmasını güçleştirir.
7. Özel bir sözcük belirleyin
Acil bir durumda sadece anne-baba-çocuk tarafından bilinen, önceden belirlenmiş özel bir sözcüğü kullanabilirsiniz.
8. Çocuğun söylediğine inanın
Çocuklar özellikle bu gibi konularda hayal güçleriyle, yaratıcılıklarıyla hareket etmezler. Söylediklerini ciddiye alın.
9. Vücut sırlarına sınır getirin
Failler pek çok zaman çocukları “Bu aramızda bir sır”, “Eğer bu oyunumuzu birine söylersen bir daha oynayamayız” gibi söylemlerle kandırırlar. Çocuklara insanların sırları olabileceğini ve bunun son derece doğal olduğunu, lakin bedenle ilgili durumlarda sırların uygun olmadığını anlatmakta fayda var.
10. Oyunlarını takip edin ve oynayın
Çocuklar kendilerini zorlayan yaşam olaylarını tekrar tekrar oynama, canlandırma eğilimindedir. Oynadıkları oyunları takip etmek, onlarla bol bol oynamak hem kıymetli bilgilere erişilmesine hem de sağlam bir ilişkinin oluşmasına vesile olur.
11. Her durumda yanında olacağınızı hissettirin
Başına ne gelirse gelsin her durumda ailesinin onun için orada olacağından emin olmak bir çocuk için en emniyette hissettiren unsurlardan biridir.
12. Şefkatinizi hissettirin
Sevildiğini, kıymetli, özel ve biricik olduğunu hissetmek çocuk- ebeveyn arasındaki diyalogu güçlü kılar. Çocuk Olumlu ve olumsuz her durumu ailesiyle paylaşabilecek ortamı ve alanı hisseder.
13. Kitaplardan faydalanın
İletişim, mahremiyet, sınırlar ve cinsel gelişimle ilgili yaş gruplarına uygun içeriklerle hazırlanmış çocuk kitapları mevcut. Bu kitaplardan destek almak, sürecin anlaşılması ve içselleştirilmesi adına çok kıymetli.
14. Sinyalleri takip edin
Ebeveynlerin çocuklarını takip etmeleri; uyku, iştah, öfke, kaygı alanlarındaki değişimleri gözlemlemeleri, kendine zararlı hareketleri, yaşından fazla cinsellik davranışları ve söylemleri, sık temizlenme ihtiyacı, somatik belirtiler gibi unsurları fark etmeleri durumunda uzman desteği almalarını öneririm.