Bir çocuk dünyaya geldiğinden itibaren, ilk 3 yıl içerisinde bir dili öğrenmeye en yatkın ve algıları açık halde olur. Beyinin neredeyse bir ‘sünger gibi’ olduğunu fark edebilirsiniz. Burada çocuğunuz ne kadar çok ses ve kelime duyarsa, ne kadar çok jest ve mimik görürse dili öğrenmesi de o kadar kolaylaşır.
İlk 3 Yıl
Her zaman olduğu gibi, her çocuğun dili kavraması farklı zamanlarda farklı şekillerde olabilir. Yine de sizlerin dikkat etmesi gereken genel kritik noktaları paylaşmak isterim:
-Bebek ilk günlerinden itibaren sizinle ağlayarak, sesler çıkartarak iletişime geçmeye başlar. 6. ay itibariyle de, artık yavaş yavaş kişi seslerini ayırt ederek, onlara seslerle karşılık verebilir.
-1 yaş civarına gelindiğinde, bebek artık ona söylenenleri kavramaya başlar. Bu noktada, sözle veya sesle yanıt vermese de davranışlar karşılık verir çoğu zaman. Örneğin, “Hadi gel bana” dediğinizde size doğru yönelebilir. Ayrıca yine bu evrede, kısa heceleri kullanmaya başladığını gözlemleyebilirsiniz (An-ne, A-na, ba, ba-ba gibi).
-Kısa heceleri takip eden süreçte, yani ortalama 2 yaş içerisinde, artık bebeğiniz anlamlı kelimeler söyleyebilir. Bu evrede genellikle kendi ağzını, gözünü, burnunu göstererek bunların isimlerini öğrenir. En sık kullandığı eşyaların, oyuncakların ve iletişimde olduğu kişilerin isimlerini de sıkça duyabilirsiniz. Unutmayın, bunları siz ne kadar sık adlandırırsanız ve çeşitlendirirseniz, kullandığı kelime sayısı da o denli artar.
-3 yaşa geldiğimizde, kelimeler artık daha anlamlı şekilde yan yana gelerek cümleleri oluşturur. Ne yaptığını anlatan, ne istediğini ifade eden 3-4 kelimelik cümleler veya sorular duyabilirsiniz. Onun kurduğu her cümleyi coşkuyla karşılamak ve konuşmayı devam ettirmek önemli. Çünkü buradan itibaren, sadece kelime haznesi için değil, sosyal gelişim açısından da kazanım elde edebilmesi için kritik bir evredesiniz.
Bunlara Dikkat!
Sağlıklı bir dil gelişimine sahip olan çocuk:
-Konuşma sırasında sık sık göz teması kurar.
-Kelimeleri doğru telaffuz eder (kusursuz olmasa da, anlaşılacak ölçüde iyi olması)
-Verdiğiniz kısa, basit komutları alıp yerine getirebilir.
-Kelimeleri gereğinden fazla tekrar edip, arka arkaya aynı sesleri çıkarmaz.
-Yaşıtlarıyla sosyal ilişki içine girerek, onlara karşılık verebilir.
-Bazen genetik, bazen de psikolojik faktörler sebebiyle konuşmayla ilgili gecikmeler olabilir. Gözlemlemek ve sorun her neyse zamanında müdahale etmek önemli.
Fakat ne olursa olsun unutmamak gereken tek şey var ki, çocuğunuzun yaşı ne olursa olsun, hecelerle, kelimelerle, bakışla, gülüşle veya şarkılarla onunla konuşmaktan, iletişim kurmaktan vazgeçmeyin. Sizin aranızdaki dil, onun gelecekte kullanacağı dilin yapı taşı olacak.