ARA
Alaçatı’nın en yenisi Walkin, Aqua Florya AVM’deki brasserie konseptinden tamamen bağımsız, Alaçatı ruhuna fazlasıyla uygun bir mekan. Menü tamamen yaza uygun lezzetlerden meydana geliyor. Kuşkonmaz Izgara tabağı, Somon Sash ve Kadayıfa Sarılı Beyaz Peynir, nam-ı diğer adıyla Feta Kadaifi başlangıçlardan favorilerim. Mekanda haftanın birçok günü canlı müzik performansı var. Evrencan Gündüz, Boygar, Mert Davran gibi isimler sahne alıyor. Önceden rezervasyon yapmanız yararınıza olur.
Bu sene Alaçatı’daki üçüncü senesini yaşayan Zio Beach bu yaza damgasını vuran mekanların başında geliyor. Gastronomik anlamda üst düzey bir mutfağa sahip olan mekan, ülkemizin en pahalı burgerini servis etmesiyle Türkbükü’nün yıllardır devam eden “Bir lahmacun 50 TL!” şokunu bambaşka bir boyuta taşıdı. Zio’daki hamburgerin fiyatı tam 240 TL. Peki neden 240 TL? Çünkü bu burgerin içerisinde trüf mantarı (trüf aromalı yağ değil, gerçek trüf mantarı kullanıldığına şahidim), ıstakoz, havyar, corned beef (bir nevi et turşusu gibi) ve İngiliz cheddar peyniri var. Yani kullanılan malzemeler gerçekten pahalı. Burgerin içeriğinin, mekanı pazarlamaya yönelik bir ürün olarak tasarlanmış olabileceğini düşünürsek de gayet akıllıca tasarlanmış bir tanıtım çalışması olduğunu da söyleyebilirim. Lezzeti nasıl peki diye soracak olursanız, ilk düşünüldüğünde kulağa biraz ağır bir kombinasyon gibi gelse de test edip onaylayan biri olarak ben bu burgeri son derece başarılı buldum.
Momo için artık Alaçatı’nın klasiklerinden biri diyebiliriz bence. İyi yemekle, iyi müziğin buluştuğu; Hacımemiş’in en keyifli işletmelerinden biri. En güler yüzlü patron Burak Beşer, mutfakta İtalyan Şef Lorenzo Pellechia ve başrolde bulunduğu her mekanda olayı bambaşka bir yöne taşıyan Erhan Seven. Ekip gibi ekip yani! Momo'da birçok lezzet deneyimleme şansım oldu ama damağımda en çok iz bırakan tabaklardan biri “Avokado İçerisinde Kokteyl Soslu Taze Karides” (45 TL) diğeri ise şüphesiz “Siyah Mürekkep Balığı Soslu Risotto” (50 TL). Bir de tiramisu mevzusuna girerseniz finalde, gecenin keyfini çıkarmaya hazırsınız demektir. Çok sevdiğim DJ Cafer Palamut’un set başında olduğu günlerde mekana gitmeniz öncelikli tavsiyelerimden biri.
Dirty Hands, İstanbul'daki menüsünü Çeşme ruhuna şahane bir şekilde uyarlamış. Flyinn Beach’in içindeki yerlerinde lezzetli kocaman tabaklar hazırlıyorlar. “Yavaş Pişirilmiş Dana Yanak”, “Çıtır Karides Taco”, “Beirut Nohut Köftesi Salata” ve “Çıtır Mantı”. Bahsettiğim tüm bu lezzetlerin hepsini yedim ve hepsinden de sonsuz bir haz aldım. Üstelik çok aç olmamama rağmen! (Bu gerçekten önemli bir ayrıntı). Hele “Pastrami Kumru” diye bir olayları var ki mutlaka denenmeli. Söyleyeceklerim bu kadar.
Alaçatı'nın steakhouse açığı kapanmıştır. İstanbul’da Mall of İstanbul ve Emaar Square’de şubeleri bulunan Beeves, Alaçatı’ya çok daha geniş kapsamlı bir konseptle merhaba demiş. Benim Erenköy’de oturduğum zamanlarda sıklıkla gittiğim Cadde şubesinde yediğim o şahane burgerler burada da var tabii ama Alaçatı şubede başrolde daha çok etler var. Yani Beeves Alaçatı aslında iyi bir steakhouse. Lezzetlerle ilgili de size şu kadarını söyleyeyim; ben çok yerde Şato (mühürlenmiş bonfilenin tereyağı ile buluştuğu spesiyal) yedim ama böylesi enfes olana pek denk gelmedim. Bilgisi ve donanımıyla mekana lezzet veren Tahsin Şef bu işin gerçekten piri. Etlerin yanında servis ettikleri yenilikçi yan ürünlerine (özellikle siyah sarımsak) de hayran kaldığım Beeves, alışılagelmiş steakhouseler gibi kellenizin koparıldığı mekanlardan değil. Fiyatlar gayet ulaşılabilir.
Burası benim için huzurun adreslerinden biri. Yıllardır değişmez yani. Port Alaçatı’da balıkçı limanının hemen yanında yer alan Fahri’nin Yeri’nin muazzam ambiyansında “Şevket-i Bostan Yatağında Tereyağlı Süzme Yoğurtlu Balık Kebabı” ve deniz ürünlerinin gelebileceği son nokta olan “Okyanus Kalbi” yemeden ayrılmayın. Mezelerden ise Karamelize Soğanlı Fava’yı tek geçerim. Mekanın kişi başı ortalaması 130-150 TL civarında.
Alancha efsanesini yaratan Kemal Demirasal’ın yepyeni konsepti YEK alıştığımız Kemal Demirasal stilinden bir tık daha farklı özellikler barındırıyor. YEK’te daha büyük tabaklar, daha paylaşımlık yemekler ve daha uygun fiyatlar var. Beyaz ve yeşil tonlarının hakim olduğu son derece keyifli bir mekan olan YEK’te yemek sonrası DJ Tarık Koray’la keyfinizi ikiye katlıyorsunuz. Kişi başı fiyat ortalaması 150 TL.
Bir efsane yaratmak kolay değil. Onlar bu işi yaptığı sürece her daim benim en lezzetli listemde var olacaklar. Nalan Hanım ve Sena, tam 5 senedir işlerinin başında! Eflatun onların işlettiği bir restoran değil de sanki evleriymiş gibi ağırlıyorlar misafirlerini. Hizmet, güleryüz, ilgi, alaka en büyük silahları. Alaçatı’da yaşayan kime sorsanız, Eflatun’a mutlaka gidin derler size. Ben de söylüyorum. Eflatun’a mutlaka gidin.
Alaçatı'da keyifli bir akşamüstü molası için Insula’yı önerebilirim. İki kokteyl denedim burada, ikisi de birbirinden enfesti. Ama bol acılı Passion Chili Margarita'ya bir tık daha yakın olduğum söylenebilir. Cuma akşamları "Son Dakika" isminde çoğunluğu mühendislerden oluşan keyifli bir grup sahne alırken, Cumartesi akşamları Ayhan Sicimoğlu'nun Latin Küba ekibi mekanda performans gösteriyor. Yanlış anlaşılma olmasın ama Ayhan Sicimoğlu değil, sadece orkestrası sahnede.
En sevdiğim yer. Her sabah Nonis’in ambiyansı gibi bir manzaraya günaydın demeyi gerçekten çok isterdim. Aslında mekan sahibi Selin bunu her gün yapabiliyor lakin burası aynı zamanda onun evi. Ovacık taraflarındaki Noni’s House; menemeni, pişisi ve mis gibi taze poğaçalarıyla benim olmazsa olmaz Çeşme mekanlarımdan bir diğeri. Alaçatı fiyatlarının cepleri yaktığı bir dönemde içeriği bol kahvaltısını bu sene de kişi başı 35 TL’den servis etmesini ayrıca tebrik ediyorum.
Alaçatı’nın hemen hemen aynı bölgelerinde bulunan Dutlu Kahve, Kuş Kafesi ve Komşu Kahve. Üçünü de çok seviyorum. İnanın hepsi benim çocuğum gibi. Ama aralarında Komşu Kahve’ye bir tık daha yakınım çünkü buranın kahveleri gerçekten çok çok iyi. Bugüne kadar içtiğim en iyi Americano’lardan birini deneyimledim burada. İzmir Alsancak ve Buca’da da şubeleri olan mekanı muhakkak listenize ekleyin.
Dondurmino bence sadece Alaçatı’nın değil, aynı zamanda ülkenin de en iyi dondurmacılarından biri. İtalya’nın gelatolarından sonra bu alanda gelişen damak tadımı tatmin edebilen nadir yerlerden biri burası. İtalyan karameli, Antep fıstıklı ve snickerslı olan çeşitleri favorilerim. Topu 7.50 TL.
Jun Bistro bu senenin yenilerinden ama en keyiflilerinden. Bir bistro mutfağından çok daha fazlasını ortaya koyan mekan, canlı müzik caz dinletileriyle çok daha farklı bir kafaya hitap ediyor. Leziz kokteyllerinin yanında “Karides Mantı”, “Sarhoş Midye”, “Somon Tartar” ve “Anne Köftesi” gibi tabakları gayet keyifli gidiyor, benden söylemesi.
Haftanın her günü 17.00 – 03.00 saatlerinde açık olan PUG, dünya mutfağından yola çıkarak hazırladıkları atıştırmalık menüleriyle dikkat çekiyor. “Barbekü Soslu Pulled Beef Boyoz”, “Dilli Cheddar'lı Goralı Waffle”, “Chilli Con Carne”, “Gyoza Mantı” ve dana sucuklarını çok beğendiğim mekanda 35 farklı bira seçeneği olmasının yanı sıra kokteylin de iyisini deneyimleyebiliyorsunuz. Smells Like Pug Spirit ve No Ugly Lady bu alandaki favorilerim. Bu arada mekan, pug cinsi köpeğiyle gelen misafirlerine ekstra yüzde 20 indirim yapıyormuş. Çok iyi değil mi?
