ARA
Bana göre İstanbul'un en sağlam mekanlarından biri Duble Meze Bar. Öyle ki bazı sezonlarda iki ay rezervasyon yaptıramadığınız oluyor. En son bundan 1.5 sene önce gittiğim ve geçenlerde gittiğimde aynı tabakları, aynı lezzette bulabildiğim standartı sonuna kadar oturtabilmiş bir mekan. Üstelik şefin değişmesine rağmen. Eskiden Umut Karakuş’un yürüttüğü mutfak şimdilerde Burak Çakır’a emanet. Manzarasına ve müziklerine bayıldığım Duble Meze Bar'da; mezelerden Trüflü Hardallı Levrek, İsli Biber Borani ve Pancarlı Kısır en büyük favorilerim. Ara sıcaklardan ise Kokoreç Bruschetta (şaka değil gerçek), Ciğer ve Izgara Ahtapot olmazsa olmazlarım. Artık Pazar akşamları da hizmet veren ve Pera’da Palazzo Donizetti Hotel’in terasında konuşlanan Duble Meze Bar'da kişi başı fiyat ortalaması 120 – 150 TL arasında değişiyor.
Asmalı Mescit Mahallesi Meşrutiyet Caddesi İstiklal/Beyoğlu/İstanbul
Sushi, benim bundan on sene önceye kadar ciddi anlamda ön yargıyla yaklaştığım ve asla ağzıma koymadığım yiyeceklerden biriydi. Hatta canı sushi çeken arkadaşlarımla dalga geçerdim “Bir insanın canı nasıl sushi çekebilir” diye. İlk deneyimi ABD’de dünyanın en iyi sushi restoranlarından birinde yaşadıktan sonra, bugün ben de canı sushi çeken bir insana dönüştüm. Hatta kendisine ölüp bittiğimi bile söyleyebilirim. O derece yani. Bugüne kadar dünyanın birçok yerinde en iyi sushiyi bulmak amacıyla yüzlerce mekan deneyimledim ve galiba en iyi sushiyi sonunda buldum. Hem de Nişantaşı’nda. Geçtiğimiz sene Ağustos ayında kapılarını açan, Mim Kemal Öke Caddesi’ndeki Naomi Sushi Bar’a haftada bir gün uğramazsam kendimi gerçekten mutsuz hissediyorum. Ve şunu samimiyetle söyleyebilirim ki, gerçekten durumu abartmıyorum. Sushilerden Okita, Chin Chin ve Talya; öncelikli tavsiyelerim sizlere.
Harbiye Mahallesi, Mim Kemal Öke Caddesi 1 C Şişli/İstanbul
Gün geçmesin ki memlekette sonu et ile biten yeni bir steakhouse türemesin. Nusr-et abimizle başlatan bu furya (ki kendisi şu an 4 milyon takipçisiyle dünyayı ele geçirmiş durumda), Nisp-et, Zeraf-et, Mest-et, Elb-et ve türevleriyle devam ediyor. Ve bu furya pek de sonlanacak gibi görünmüyor. Yakında ben de kendi etçimi açacağım, Ahm-et, diye; şimdiden hepinizi beklerim. Şaka bir yana bu saydığım listede yer alan Elb-et, bana göre bu işin son noktalarından biri. Nusret’in yanından ayrılan ekibin, Akatlar’daki Miyabi’nin yanında açtığı o küçücük dükkanla nasıl harikalar yarattığını en kısa zamanda denemeniz gerekiyor. Tabii yer bulabilirseniz. Kıvanç Tatlıtuğ’dan, Kenan İmirzalioğlu’na; Çağatay Ulusoy’dan, Birkan Sokullu’ya birçok aktörün de müdavimi olduğu mekan, geçenlerde Cem Yılmaz’ın yarım saat ayakta beklediği lokanta olarak gazetelere haber bile oldu. Lokumundan, anasonlu ve rezeneli sosisine; spagettisinden dana sırtına kadar her şey birinci kalite. Ama bir burgerleri var ki; bana göre mekanın yıldızı oluyor. Dananın döşünden çekilmiş 200 gramlık köfte, kendi yaptıkları ekmekleri, iyi bir cheddar peynir ve efsane bir füme et dilimi mükemmel bir uyum içerisinde. Fiyatlar nasıl diye soracak olursanız, muadillerinin oldukça altında olduğunu söyleyebilirim size.
Akat Mahallesi, Yaren Sokak 6-21 Beşiktaş/İstanbul
