Nişantaşı Topağacı taraflarının (Teşvikiye Camii’nin arka tarafları) merkezinden daha hareketli bir alana dönüşmesi bunun en büyük örneklerinden biri. MOC, Grandma, Sunday, La Patisserie Lune, CoffeeBain ve Canella Bakery’den sonra Şakayık sokağın en yenisi: Grey çıktı karşımıza geçenlerde.
Benim zamanında sıkça ziyaret ettiğim ve çok sevdiğim Union 22’nin yerine açılan ve açıldığı günden itibaren hep masaları dolu olan, yiyecek- içecek sektörünün öncülerinden olan Jüpiter Grup’un son projesi.
Grey lezzetlerinin ayrıntılarına geçmeden önce, mekanın ambiyansından ve dekorasyonunun şıklığından bahsetmek isterim. İç kısımda ağırlıklı olarak nefti yeşili kullanan Grey’in bahçesinde canlı yeşil bitkilerden oluşturulan duvar, mekana adım atar atmaz içinizi açıyor. İtalya’dan özel olarak getirildiğini öğrendiğim mermer mozaikler zemine ayrı bir hava katarken, duvarda aynaların etrafını süsleyen pirinç detaylar ve eskitme vintage ahşap aksesuarlar mekanı çok şık bir hale dönüştürmüş.
Fine-dining atmosferinde şef Asım Yıldız koordinatörlüğündeki brasserie mutfağıyla misafirlerini ağırlayan Grey’in en sevdiğim detayı ise 7 metrelik barı oldu.
Gündüzleri kahvaltı servisi de veren Grey’in öğle ve akşam yemeği menüsünde dünya mutfağından örnekler sergileniyor.
Başlangıçlardan menüdeki adlarıyla Bruschetta Con Salmone e Avocado (Somon Füme ve avokadolu bruschetta) ve Carpaccio Di Manzo Con Rucola e Parmigiano (Roka ve parmesanlı dana carpaccio) benim favorilerim olurken, Mozzarella Di Bufala, Basilico e Pomodoro (Bufala mozzarella) ve Bresaola Dela Vatelina, Con Parmigiano e Rucola (bresaola, roka, zeytinyağı, limon ve parmesandan oluşuyor.) öne çıkan diğer lezzetler. Tabakların fiyatları ortalama 30-40 TL arasında değişiyor.
Çorba olarak Minestrone ve Zuppa Di Pesce, yani acılı biberli domates soslu balık çorbası servis edilirken, salata çeşitlerinde günümüzün vazgeçilmezlerinden kara buğday ve kinoa baş rolleri oynuyor. İçerisinde maskolin, avokado, nane, maydanoz, kinoa ve sebzeleri barındıran Kinoa Avokado Salata en şiddetli tavsiyemdir sizlere. Fiyatı 29 TL.
Grey, mutfağında en çok İtalya’dan esinlenmiş ki menüdeki makarna, risotto ve pizza çeşitliliği bu durumu ispatlar nitelikte. Makarnalardan deneyimlediğim Linguine Asparagi e Tartufo (kuşkonmazlı ve trüflü linguine) tek kelimeyle enfesti. Eğer benim gibi trüf aşığı bir insansanız gözünüz kapalı sipariş edebilirsiniz bu spesiyali. Fiyatı 42 TL. Risottolardan ise ne çok cıvık, ne de çok kuru, ideal kıvamıyla ve sunumunun güzelliğiyle Risotto di Mare (deniz mahsullü risotto) favorimiz oldu o akşam. Fiyatı: 46 TL.
Grey’in ana yemek menüsünde Fırında Körpe Piliç, Tavuk Schnitzel, Kuzu İncik, Robespierre, Izgara Dana Bonfile, Lokum, Somon ve Levrek Izgara gibi spesiyaller var ama benim yediğim bir Grey Köfte vardı ki, yeme de yanında yat dedirtecek cinstendi adeta. Ağır ateşte pişmiş misket köfteleri yaban mantarlı domates sosla süslemişler ve parmesan peynir dokunuşuyla son noktayı koymuşlar. Ana yemek fiyatları 34 – 62 TL arası değişiyor.
Tatlılarda da çeşitlilik oldukça fazla Grey’de. Menüdeki Volcano Sufle, Limonlu Cheesecake, Brownie, Elmalı Tarte Latin, Creme Brulee ya da Profiteröl ‘ü denemedim ama kedi dili, espresso ve mascarpone peynirinden meydana gelen Tiramisu’nun hakkını verdiklerini söyleyebilirim. Orjinalinde olduğu gibi kasede servis ettikleri tatlının fiyatı 23 TL.
Akşam yemeğinden sonra müziğin ritmini arttırmaya başlayan ve gece 03:00’e kadar açık olan mekandaki Mr.Grey ve Mrs. Grey kokteyllerini de gittiğinizde özellikle denemenizi tavsiye ederim.