İğneada, gidene kadar değerini ve güzelliğini anlamadığımız, gittikten sonra hayran kaldığımız bir destinasyon oldu bizim için... Bulgaristan sınırındaki bu güzel kasaba, dünyada çok az sayıda bulunan Longoz (yani su basar) ormanlarına ev sahipliği yapıyor ve içerisinde eşsiz göller barındırıyor. Aynı şekilde benzersiz bir ekosistemi olduğu için Türkiye'de belki de başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz bitki türleri bu bölgede bulunuyor. Bir haftasonu kaçamağı olarak önereceğimiz en güzel rotalardan.
İğneada Kırklareli'ye yaklaşık 100 km uzaklıkta. İstanbul'dan araçla 3,5 saat sürüyor. İsterseniz toplu taşımayla da ulaşabilirsiniz. İğneada'ya araçsız gittiyseniz rahat gezebilmek için gün içinde dağ bisikleti kiralayabilirsiniz. Dağ bisikleti İğneada'da çok popüler! Ne zaman gidilir sorusuna gelirsek, İğneada'nın iklimi Karadeniz iklimi... Kışı biraz sert, yazın da günden güne hava bir anda değişebiliyor. O yüzden deniz tatili için Temmuz-Ağustos gibi doğru bir zamanlama planlamanız gerekiyor. Eğer Longoz ormanları için gidiyorsanız baharda ve Haziran-Temmuz aylarında hava ideal olacaktır. Kış aylarında oldukça yağışlı, kışın gidiyorsanız bunu göze almak gerek. Biz Mayıs sonu gittik ve çok memnun kaldık. İğneada'ya deniz tatili için gidiyorsanız en sevilen iki plajı Aşıklar Plajı ve Beğendik Plajı'nı listeye almayı unutmayın!
İğneada aynı zamanda Türkiye'de çok popüler bir kamp rotası... Eğer klasik otel konaklaması yerine bu sefer kamp tecrübesi yaşamak isterseniz Limanköy, Aşıklar ve Mert Gölü'nün çevresindeki kamp alanlarını inceleyebilirsiniz. Milli Park'ın içerisinde de kamp yapanlar oluyor ama bize biraz tehlikeli ve rahatsız geldi. Lüks kamp, yani glamping tecrübesini denemek isterseniz son yıllarda İğneada'ya Türkiye'nin en büyük glamping tesisi Longosphere açıldı. İsterseniz lüks çadırda, isterseniz de lüks bungalovda konaklayabiliyorsunuz. Geceleri de ateş yakılıp etrafında müzik dinleniyor. Biz İğneada'da 3 gece Longosphere'de kaldık ve her şeyden çok memnun kaldık. Yaz zamanı giderseniz tuzlu suyu olan bir adet havuzu da var.
İğneada Longoz Ormanları'nın içerisinde Mert Gölü, Hamam Gölü, Saka Gölü, Pedina Gölü, ve Erikli Gölü olmak üzere 5 adet göl var. Zaten İğneada Longoz Ormanları'nın girişinde en yakın gölden başlayarak istediklerinizi gezebilmeniz için tabelalar sizi yönlendiriyor. Bu göllerden İğneada merkeze en yakın olan ve kıyısı olan göl Mert Gölü... Doğa aktivitelerinin çoğu da Mert Gölü'nde yapılıyor ve en popüler aktivitesi kesinlikle gölde kano yapmak. Kano kiralamak isterseniz Longoz Ormanları Milli Parkı'na girmeden, Mert Gölü sahilinden kiralıyorsunuz. Zaten sonra kanoyla ormanların içerisine kadar girebiliyorsunuz. Eğer daha önce kano deneyiminiz yoksa rehberli kano kiralayabilirsiniz. Kano yaparken mutlaka ıslanıyorsunuz, yanınıza çok fazla elektronik eşya almazsanız iyi olur :)
Longoz Ormanları Milli Parkı'nı ister araçla, ister yürüyerek, ister dağ bisikletiyle gezebilirsiniz. Fakat şöyle bir şey var, park çok büyük ve iki göl arası 15-20 km olabiliyor, o yüzden göllerin en az 3-4 tanesini görmek istiyorum derseniz araç şart gibi... Söylemeden geçmeyelim, burası aynı zamanda Türkiye'nin en önemli kuş gözlem noktası. Türkiye'de bulunan 454 kuş türünün yarısına yakınını İğneada Longoz Ormanları'nda görebiliyorsunuz.
Dupnisa Mağarası Sarpdere köyünde bulunuyor. Mağara oldukça büyük, neredeyse 2.7 km uzunluğunda, fakat sadece ilk 500 metresi ziyaretçilere açık. Dupnisa Mağara'sının bu kadar merak edilmesinin sebebi mağaranın birçok yarasaya ev sahipliği yapması. Yılın sadece belli zamanlarında ziyaretçilere açık olmasının sebebi de bu (Mayıs - Kasım arası), kalan zamanlarda yarasalar kış uykusuna yatmış oluyor :)
Biz Dupnisa Mağarası'nı çok sevdik çünkü tam bir görsel şölendi. Mağaranın içerisindeki yer altı nehri olsun, sarkıtlar, sütunlar olsun hepsi birer görsel şölen! Bir de mağaraya giden yolda Sarpdere köyünü geçtikten sonra bir yıkık köprüden geçiyorsunuz, biz bu yıkık köprüyü de çok sevdik... İğneada'dan dönerken uğramanızı tavsiye ettiğimiz bir diğer yer de Limanköy'deki İğneada Feneri. Bu fener Sultan Abdülmecit döneminde Fransız mimarlara yaptırılmış. Böyle yapıları gezmeyi çok seviyoruz.
İğneada'da deneyip de memnun kaldığımız yerlerin başında Rota Balık Restaurant geliyor. Deniz ürünü sevenler için hem balıkları hem de deniz ürünleri çok güzeldi. Ayrıca salaş rahat bir ortamı var, arkadaş grubuyla da gidebilirsiniz.
Bir akşam yemeğimizi de Liman Restaurant'ta yedik. Burası Rota Balık'a göre bir tık daha pahalı, ama mezeleri yine çok güzeldi. Öğle yemeği için de Dobrodoşli'de ev yapımı köfte ve ayran, sonrasında da Balaban'da dondurmayı listenize eklemeyi unutmayın!
Mutlaka okuyun: Kaz Dağları seyahat rehberi