ARA
Zamanda yolculuk yapıp 1950’li yıllara dönmek isterseniz Havana’da klasik araba turuna çıkıp şehrin zamana direnen sokakları arasında dolaşabilirsiniz. Klasik arabalara Havana sokaklarında her yerde rastlayabilirsiniz. Tura çıkmak için herhangi bir tur şirketi ile anlaşmanıza gerek yok, beğendiğiniz arabayı yoldan çevirip kiralayabilirsiniz. 1 saatlik bir şehir turu ortalama 35 Euro civarında. Ayrıca üzerinde taksi yazan klasik arabaları bir yerden bir yere gitmek için taksi olarak da kullanabilirsiniz.
“İhtiyar Adam” ve “Deniz”, “Çanlar Kimin için Çalıyor” gibi ünlü kitapların yazarı Ernest Hemingway hayatının son yıllarını Küba’da geçirmiş. Eğer siz de ünlü yazarın bir hayranıysanız Havana’da onun izinden gidebilirsiniz. Bunun için La Bodeguita del Medio da yemek yiyip, bir şeyler içmek için Floridita Bar’a uğrayabilirsiniz. Ayrıca şu an müzeye dönüştürülmüş olan San Francisco de Paula’daki evini ve sık sık balık tutmaya gittiği Cojímar köyünü ziyaret edebilirsiniz.
Pek çok Kübalı ile sohbet ederken Türk olduğumuzu söylediğimizde bize ilk söyledikleri şey ‘Atatürk’ oldu. Küba halkı Atatürk’e büyük bir saygı duyuyor. Havana’nın Puerto Caddesi’nde Atatürk’ün bir heykeli bulunuyor. Buna karşılık Çankaya’da ise Latin Amerika’nın ulusal kahramanı Jose Marti’nin heykeli var.
Devrim müzesi; Küba Devrimini, dönemin şartlarını, devirim sırasında kullanılan araçları, Che’nin ve Fidel’in kıyafetlerini yakından görebileceğiniz eşsiz bir müze. Müzenin bulunduğu bina Batista döneminde de başkanlık sarayı olarak kullanılmış.
Küba’da devrim ile birlikte özel işletimlerin hepsi devlete devrolmuş ve uzun yıllar hiçbir özel işletmeye izin verilmemiş. Ancak son yıllarda bu durum değişmiş. Artık Küba’da özel işletme oteller ve restoranlar açılmaya başladı. Gran Manzana Otel, bu yeni özel işletme otellerine en güzel örneklerden. Konaklama için bu oteli tercih etmeseniz bile mutlaka terasına çıkıp restoranında bir şeyler yemelisiniz. Havana’nın en güzel manzarasını buradan seyredebilirsiniz.
Trinidad, Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan, 1500’lü yıllarda İspanyollar tarafından kurulan ve mutlaka görülmesi gereken bir ortaçağ kasabası. Trinidad’a otobüslerle veya paylaşımlı taksilerle Havana’dan 3-4 saatte ulaşmanız mümkün. Trinidad caddelerinde tek bir tane bile yeni bina yok bunun yerine zamana direnen İspanyol konakları var. Yemek için bu konakların avlularına kurulmuş restoranlara misafir olabilir, müzeleri ve kiliseleri ziyaret edebilirsiniz. Veya Karayipler’de yüzmek isterseniz bir otobüse atlayarak kendinizi beyaz kumların üzerinde bulabilirsiniz.
Devrim Meydanı olarak anılan bu koca meydan klasik araba turu aldığınızda kesin uğrayacağınız duraklardan biri oluyor. Bir duvarda Che Guevara‘nın diğerinde ise Cienfuegos‘un portrelerinin olduğu binaları bu meydanda görebilirsiniz.
Bu restoran 3 katlı muhteşem tarihi bir binada yer alıyor. Bina geçmiş yıllarında İspanya kraliçesi, Monako Prensi, Steven Spielberg ve Jack Nicholson gibi pek çok ünlü isimi ağırlamış. Son yıllarda ise uzun tadilatların ardından yeniden açılmış. Şu an içinde bir restoranı var. Restorana çıkarken dev kristal avizelerin sallandığı ve aynı zamanda mahalle sakinlerinin çamaşır asmak için kullandığı bir balo salonundan geçeceksiniz.
Küba’da sizi bir gastro festivali bekliyor. Ülkenin mutfağı Karayip, Afrika ve İspanyol mutfaklarından oluşan bir karışıma sahip. Restoran Ateiler, Küba mutfağını deneyimleyeceğiniz en iyi restoran. Restoranda yemekler İspanyollardan kalma tabak ve çatallarla servis ediliyor. Gittiğiniz tarihte hava güzel olursa mutlaka terasına rezervasyon yapın.
Sokaklarda seyyar satıcılar tarafından hazırlanan ananas ve hindistan cevizi gibi tropik meyveler içinde servis edilen kokteylleri mutlaka deneyin. Tadına doyamayacaksınız!
Havana’da yerel yaşamı, en çok da sosyalizmin etkilerini rahat şekilde gözlemleyeceğiniz cadde burası.
Bu meydan Havana’nın en turistik ve en tarihi meydanları arasında yer alıyor. Bu meydanda İspanyollardan kalma müzeleri ziyaret edebilir ve renkli elbiseleriyle etrafta gezinen Küba’lı kadınlarla fotoğraf çektirebilirsiniz. Fotoğraf çekimi 5 CUC yani 5 Euro civarında.
Latin müziği Küba kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Küba’ya gittiğinizde tüm sokak ve caddelerden yükselen Latin ezgilerini duyacaksınız. Müzik Küba’da günlük hayatın bir parçası, siz de bu hayatın bir parçası olmak isterseniz Latin müziği duyduğunuz bir kafeye girin ve ritme kendinizi bırakın. Küba’nın müziğini yakından tanımak için gitmeden önce Buena Vista Social Club’ın albümlerini dinleyin.
Bu otel Fidel Castro tarafından devrim sırasında karargah olarak kullanılmış. Devrim öncesinde ise pek çok ünlü isme ev sahipliği yapmış. Otelin içinde her gün rehberler eşliğinde geziler düzenleniyor. Otel kurulduğu tarihten bu yana Walt Disney, Churchill, Kate Moss, Naomi Campbell, Paris Hilton, Leonardo DiCaprio ve Steven Spielberg gibi sayısız ünlüyü misafir etmiş. Frank Sinatra ilk kez bu otelde şarkı söylemiş. Dilerseniz Sinatra’nın o dönemde konakladığı 214 numaralı odada kalabilirsiniz!
Küba dünyanın en büyük puro üreticilerinden, puro üretimi oldukça zahmetli bir sürece sahip bu nedenle de fiyatları yüksek. Puro fiyatları 25’lik kutularda 60-70 Euro’lardan başlayıp, 1000 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Puro içmek veya satın almak için Havana’da yer alan puro kulüplerine veya puro fabrikalarına gidebilirsiniz. Ayrıca Havana’dan birkaç saat uzaklıkta yer alan tütün tarlarının ve puro fabrikalarının yer aldığı Viñales kasabasını da ziyaret edebilirsiniz.
Bonus bilgi: Küba’da konaklamak için casa particular adında evler var. Bu evler İspanyol mimarisine sahip muhteşem tarihi yapılar. İçerlerinde Küba’lılar yaşıyor ve evlerini bir çeşit Airbnb sistemi ile kiraya veriyorlar. Eğer isterseniz kaldığınız evin sahibi sizin için çok cüzi fiyatlara mavi yengeç veya risotto gibi pek çok güzel yemek çeşidi hazırlayabiliyor. Küba ruhunu en iyi şekilde hissetmek için bu evlerde konaklayabilirsiniz.
