İspanya denildiğinde hepimizin aklına ilk Barselona, Madrid gibi şehirler geliyor değil mi? Gitmeye karar verdiğimiz anda, ülkede sanki başka yer yokmuş gibi hemen oralara yapıyoruz tatil planlarımızı. Ben ise son zamanlarda, turist patlaması yaşanan fazla kalabalık memleketlere gitmektense; yerel halkın yaşadığı, lokal ve özlü gurme lezzetlerin var olduğu yerlere gitmeyi tercih ediyorum. Çünkü bana göre o ülkenin gerçek kültürünü en verimli şekilde ancak o zaman deneyimleyebiliyorsunuz. İspanya’nın güneyinde yer alan ve ülkenin altıncı, Endülüs Emevi Devleti’nin ikinci büyük şehri olan Malaga da tam olarak bahsettiğim bu tarife uygun şehirlerden biri diyebilirim. İstanbul’dan sadece Türk Hava Yolları’nın uçtuğu 4 saatlik yolculuğun ardından başlayan iki günlük seyahatimde, yapmanız gereken en keyifli 10 aktiviyeyi sizler için derledim.
Gastronomik anlamda iyi restoranları olan Malaga’nın en popüler mekanlarından biri burası. Plaza de la Merced (meydan) denilen; café, restoran ve tiyatroların konuşlandığı bölgede bulunan Los Patios de Beatas; İspanyol mutfağında aradığınız o yaratıcılığı size fazlasıyla sunuyor. Burada ne yiyelim diye soracak olursanız eğer, ton balığı tataki, hindistan cevizi yatağında siyah kod balığı ve levrek ceviche öncelikli tavsiyelerim olur size. Kişi başı fiyat ortalaması 40-45 Euro civarında. Restoran öğlen 14:00-16:00 ve akşam 20:00-23:30 saatlerinde hizmet veriyor. Diğer saatler malum siesta halleri.
Malaga’nın dört bir yanını en tepeden izlemek için gitmeniz gereken yer Gibralfaro Kalesi. Saat 09:00 -20:00 arası gidebileceğiniz Gibralfaro, Katolik krallığına karşı Malagalı yerlilerin başkaldırışına tanıklık ettiği için meşhur olmuş bir yer. Kaleye ulaşım biraz zor o yüzden tavsiyem 19 Euro’luk CitySightSeeing tur bileti almanız (24 saat geçerli) çünkü bu turlar karlı olmasının yanı sıra gitmeniz gereken en önemli yerlere sizi zaten götürüyor.
Malaga, İspanya’nın güneyinde yer alan bir Akdeniz şehri. Dolayısıyla her daim sıcak bir iklimi var. Malagueta Plajı’nda denize girmek buranın olmazsa olmaz aktivitelerinden biri. Uzun Costa Del Sol sahilinin başka beachlerini de deneyimleyebilirsiniz tabii ama benim favorim burası.
İspanyol mutfağı diyince akla ilk gelen şey nedir? Tabiki tapas! Tapas nedir peki? Kısaca meze diyebiliriz. Instagram’a Malaga’da tapas yemeye nereye gitmeliyim diye sorduğumda aldığım en popüler cevap El Pimpi Restaurant’tı. 1.sırada yazdığım Los Patios de Beatas gibi şehrin Plaza de la Merced bölgesinde bulunan El Pimpi’de İspanyol usulü patatesli omlet, Ahumados sandwich (isli balık, soğan, krem peynir ve yumurtadan oluşuyor.) ve yağda kızartılmış kod balığı yemenizi öneririm. Kişi başı fiyat ortalaması 20 Euro civarında.
Açık konuşmak gerekirse ben normalde müze gezmeyi seven biri değilim. Ama Picasso Müzesi’nin varlığı daha Malaga’ya gitmeden heyecanladırmıştı beni. Malaga doğumlu Pablo Picasso’nun müzesi, Endülüslü bazı sanatkarların bir araya gelmesiyle kurulmuş. Üvey kızı Christine ve torunu Bernard tarafından müzeye verilen 204 parça eser, Picasso’nun hayatındaki dönemleri ayrıntılarıyla yansıtıyor. Müzeye giriş bedeli 8 Euro.
Görünüm olarak bizim tulumba tatlımıza benzeyen Churros, İspanya’nın neresine giderseniz gidin muhakkak denemeniz gereken tatlılardan biri. Tatlı diyorum aslında ama Churros’un kendisi aslında tuzlu bir waffle hamuru gibi. Sıcacık hamuru bu kadar muazzam bir lezzete dönüştüren şey aslında yanındaki çikolata sosu. Üç adet kocaman churros ve bir çikolata sosuna toplamda 3 Euro ödediğim Casa Aranda, Malaga’nın en iyisi.
Şehrin tam ortasındaki AC Hotels Malaga Palacio’nun terası, geceye doğru sosyalleşmek isteyen Malagalı gençliğin akınına uğruyor. Akşam yemeğinden sonra ışıltılı bir manzaraya karşı birşeyler içmek ya da biraz keyif yapmak isterseniz, bu lokasyonu programınıza mutlaka eklemenizi öneririm.
İspanya’nın Harvey Nichols’ı ya da Harrods’ı olarak tanımladıkları (ki bence öyle değil) El Corte Ingles Alışveriş Merkezi; ülkenin Barcelona, Valencia bölgelerinde bulunduğu gibi Malaga’da da yer alıyor. Benim ilgilendiğim kısım tabii El Corte Ingles’in tekstil değil, yeme - içme alışveriş kısmı. AVM’nin terasındaki Gourmet Experience alanı, dünyadaki en gurme lezzetleri, hatta en iyi şarapları bir araya getirmiş oldukça başarılı bir konsept. Onlarca restoranın yer aldığı Gourmet Experience’de tavsiyem Gastro Bar denilen kısımda oturmanız. Çalışanların İngilizce bilmediği, İngilizce bir menünün var olmadığı mekanda zorlu şartlar sonunda eriştiğim somon & burrata peyniri, pincho de sardinillas con oricios (sardalyalı, közlenmiş kırmızı biberli kanepe) ve pulpo con romescu y patata'yı gözünüz kapalı sipariş edebilirsiniz. Bana güvenin. Kişi başı ortalama 25-30 Euro civarında.
Kökeni İspanya’ya dayanan bir dans olan Flamenko için bazıları İspanya'nın güneyindeki Endülüs bölgesinde ortaya çıktığını söylerken, bazıları da bu bölgeye çingeneler tarafından Pakistan ve Hindistan taraflarından geldiğini söylüyor. Gitar eşliğinde yapılan, el çırpma ve ayak hareketlerinin baskın olduğu. Flamenko’yu Malaga’da izleyebileceğiniz en iyi restoranlardan biri Vino Mio. (Cervantes Tiyatrosu’nun yanı). Restoranda birşeyler yerseniz flamenko şov için ödeyeceğiniz ekstra para 4 Euro iken, birşeyler içmeniz halinde fiyat ekstra 10 Euro’ya çıkıyor.
Şehrin başyapıtlarından biri olan La Alcazaba, Malaga’yı Araplar’dan koruma amacıyla 11. yüzyılda inşa edilmiş. Hristiyan zaferinin kutlandığı yer olan Pueto del Cristo’nun ana giriş kapısı olan La Alcazaba, labirent biçimli yollarıyla oldukça enteresan fotoğraflar veren mistik bir yer. Hisarı saat 09:00 – 20:00 arası ziyaret edebilirsiniz. Ciddi tavsiyelerimden biridir.