İki ünlü akademisyen Bryant ve Veroff tarafından 2007 yılında tanımlanan bir konsept olan savouring, Türkçede keyfini çıkarmak olarak açıklanabilir. İçinde bulunduğunuz durumla bağlantılı olarak tecrübelediğiniz pozitif duyguları fark edip, onlara odaklanarak bu kavramı uygulamaya sokabilirsiniz. Bu yaklaşım yaşadığınız anı yüceltmenizi amaçlıyor ve tecrübelerinizle ilgili daha mutlu hissetmiş oluyorsunuz. Tecrübelediğiniz güzel anlarda, zihinsel olarak etrafınızdakilerin farkına vararak, pozitif duygularınızla bağlantıya geçerek keyfini çıkarma konseptinin pratiğini yapabilirsiniz. Araştırmalar, pozitif tecrübelerimizi fark etmenin ve geri dönüp bunları hatırlamanın, well-being’i arttırdığını gösteriyor. Örneğin, yaz tatillerininin vazgeçilmezi olan gün batımını ele alalım. Her sene birkaç kez bu ana şahit olmuşsunuzdur. Gün batımı sırasında savouring konseptini uygulamaya sokmak için o anda etrafınızda pozitif duygular yaratan detayları fark etmeye çalışarak ya da en sade haliyle gün batımının tüm güzel detaylarına odaklanarak da bunu yapabilirsiniz.
Tatilde yeni ritüeller deneyebilir, kendiniz için bazı rutinler belirleyebilirsiniz. Bu sayede tatilinizi daha dolu dolu ve anlamlı geçirme hissini de yaşayabilirsiniz. Her zaman başlamak istediğiniz sabah yogası veya daha basit bir aktivite olan güne büyük bir bardak su ile başlamak, seçim sizin...
Tatile ilk çıktığınızdaki mutluluk seviyeniz tatilin sonuna kadar aynı seviyede devam etmeyebilir. Bu durum literatürde teorik olarak hedonik adaptasyon olarak tanımlanır. Keyifli anlara adapte olma ve sonucunda mutluluk seviyesinin eski haline geri gelme durumu. Bunu tecrübelemekten kaçınmak için öncelikle bu konsepti anlamlandırmak gerekiyor. Keyif yapma anlarının fazlalığı sebebiyle buna alıştığınızı hissettiğiniz, aynı tadı almadığınızı hissettiğiniz zamanlarda etrafınızda küçük, değişik ve güzel hisler uyandırabilecek detayları fark etmeye çalışın.
Elimizde kumanda karşımızda sonsuz dizilere açılan internet tüm gün dinlenmek, tatil yapmak anlamına gelmiyor. Enerjinizi geri kazanmanızı sağlayanların neler olabileceğini değerlendirerek tatilinizi o şekilde davranışlar ve aktivitelerle doldurun. Bu bazen erken uyanıp sahilde uzun bir yürüyüş yapmak olabileceği gibi bazen de uzun bir sabah uykusundan sonra edilen dolu dolu ve keyifli bir kahvaltı. Journal of Economic Perspectives’de yayınlanan bir makaleye göre, bireyler gün içinde en çok rahatlatıcı aktiviteler yaparken, sosyalleşirken, egzersiz ile sprituel aktiviteler yaparken ve yemek yerken mutlu oluyorlar. Önemli olan zihninizin ve bedeninizin neye ihtiyacı olduğunu iyi tespit edebilmek. Bunu tespit ettikten sonra geriye bir tek uygulaması kalıyor.
Araştırmalar, tatilin sonunun tatilin genelinden daha net bir şekilde hatırlanabileceğini gösteriyor. Bilimsel olarak ‘sonluk etkisi’ olarak tanımlanan konsepte göre en son yaşanan anların etkisi daha uzun ve kalıcı oluyor. Tatilinizin son gününe hoşunuza en çok gideceğini düşündüğünüz aktiviteyi ekleyin, bu sayede ertesi gün eve dönüş yolunda zihninizde tatilinizle ilgili mutlu anlar kalacak ve her zaman biraz buruk geçen geri dönüş yolculuğu bu kez daha iyi hissettirecek.
Ofise ya da eve tatilinizi hatırlatacak minik bir eşya veya bir fotoğraf ile geri dünün, masanıza koyun ve yaşadığınız pozitif duyguları dilediğiniz zaman hatırlayıp iyi hissedin!
Bonus: Tatil bavulunda olması gereken 4 teknolojik cihaz ve aksesuar