Özellikle şehir hayatında ev alırken ilk kriterlerimizden biri de binanın yeni olması oluyor. Bunun elbette oldukça makul sebepleri var: İçinde yaşayacağımız evin doğal afetlere karşı dayanıklı olmasını istiyoruz, aynı zamanda eski evlerde sıklıkla rastlanan sorunlardan kaçmak istiyoruz. Ayrıca elbette evin modern bir mimariye ve modern çağın getirdiği ihtiyaçları karşılayan bir iç mimari tasarıma sahip olması için de yeni bir bina arayışı önemli hale geliyor. Ancak özellikle büyük şehirlerdeki bu yenilikçi anlayış, zaman zaman şehrin tarihi ve kültürel dokusunun kaybolmasına da yol açabiliyor. İyi bir yenileme ve modernizasyon çalışması ile harabe durumundaki eski evlerin bile göz kamaştırıcı yaşam alanları haline getirilebileceğini unutuyoruz. Oysa bilhassa tarihi bir dokuya sahip olan eski binaları yıkıp yenilerini inşa etmek yerine restorasyonla yenileme çalışmaları yapıldığında ortaya büyüleyici sonuçlar çıkıyor. Bugün de sizlerle bunun başarılı bir örneği olan harika bir eve konuk olacağız. Portekiz'in başkenti Lizbon'da 1900'lü yılların başlarında inşa edilmiş olan bu ev uzun bir süredir terk edilmiş bir haldeymiş. Ancak evi satın alan yeni sahipleri yapının potansiyelini görmüşler ve uzmanlar tarafından adeta yeniden yaratılan bu ev, geçmişten gelen dokunuşlarla modern bir tarzın harmanlandığı ilham veren bir yuvaya dönüşmüş.
Uluslararası dekorasyon ve mimari sitesi Homify.com.tr tarafından hazırlanmıştır.
Evin dış cephesinde yenileme çalışmaları yapılırken uzman mimarlar öncelikli olarak yapının tarihi mirasını koruyan ve ön plana çıkartan bir tasarım yaratmayı hedeflemişler. Geleneksel görünümlü dış cephe huzurlu ve bakımlı bir arka bahçeyle birleşiyor. Bahçedeki minimalist tarzın geleneksel mobilya ve aksesuarlarla bir arada kullanılması ise hem seyir zevkini hem de ruhu doyuran bir atmosfer ortaya çıkarıyor.
Evin ön cephesinde ise çok daha modern ve çağdaş bir manzara ile karşılaşıyoruz. Arka bahçede tanık olduğumuz huzurlu atmosfer, ön avluda yer alan havuzun ve tropikal bitkilerin yarattığı lüks ve keyifli ortamla tamamlanıyor adeta.
Uzmanlar evin iç yaşam alanlarını düzenlerken ev sahiplerinin ihtiyaçlarına en uygun tasarım ve yenileme çalışmasını gerçekleştirmişler. Doğal malzeme kullanımının, özellikle de ahşabın ön plana çıktığı iç tasarımda konfor ve lüks modern bir tarzda harmanlanıyor. Mutfakta ahşabın yarattığı rustik dokunun huzur verici etkisi mekanın ana karakterini oluştururken geniş mutfak adası da fonksiyonellik ve modern bir estetikle bu şık ve karakterli tasarıma katkıda bulunuyor.
Bazen en modern ve çağdaş tasarımların tarihi mimarilerden yaratıldığının en büyük kanıtı niteliğindeki salon ise daha ilk bakışta büyülemeyi başarıyor. Yapının tarihi dokusundan kaynaklanan yüksek tavanlı karakteri ferah ve etkili bir atmosfer yaratırken nötr renkler ve konforlu tercihlerle oluşturulmuş dekorasyon da davetkâr bir estetik oluşturuyor. Salonda yer alan açık yemek alanı ise uzun ve görkemli ahşap masa sayesinde kendine has ve zarif bir sıcaklıkla karşılıyor bizleri.
Yatak odasında da konforun ön planda tutulduğu ferah bir tasarımla karşılaşıyoruz. Mobilya kalabalığından kaçınılarak oluşturulan dizaynda sağlıklı bir uyku için uygun ortam yaratılmış. Evin en dikkat çekici özelliklerinden biri olan ahşap pencereler ve iç mekanların bol gün ışığı almasını sağlayan geniş camlı balkon kapıları da yatak odasının atmosferini belirleyen temel tasarım unsurları olarak dikkat çekiyor.
Çatı katında yer alan ebeveyn banyosunda çatının eğimli yapısı bir avantaja dönüştürülerek mekana derinlik katması sağlanmış. Tavan pencereleri ile son derece aydınlık ve ferah bir görünüme kavuşan banyoda evin geneliyle uyumlu olarak minimal ve modern bir tasarımla karşılaşıyoruz. Camlı duşakabin alanının küvetten ayrı bir alanda konumlanması da fonksiyonel olarak oldukça öne çıkan bir özellik.