Ekranların sevilen, en güleryüzlü kadınlarından biri o. Gümüşhane'de doğmuş. Üniversiteden sonra Ankara'da uzun yıllar şirketlerde yöneticilik yapmış. Sonra birden kendini televizyonda yemek yaparken bulmuş.
Elinin yatkınlığı ve en önemlisi mutfaktaki hızıyla farkını ortaya koymuş.
“BirYemekMasalı”, “Anne Ben Acıktım”, “SevgilimAkşama Ne Pişirdin?”, “DervişSofraları”, “A Cookery Tale”, “Her Eve Lazım Salata ve Mezeler” ve “Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler” isimlerinde (ki isimlerinin tamamen Sahrap Hanım'ın ruh halini neşesini yansıttığı ortada) birçok kitap yayınlamış.
Ülkemizi uluslararası platformlarda temsil etmiş.v2003'de İsveç'de Gourmand Best Local Cookbook in the World, 2008'de Frankfurt'ta Best Historical Cuisine ödüllerine layık görülmüş.
SAHRAP PERA'DA NELER YEDİM?
Ben, birçok insane gibi,vmezeler ve ara sıcaklarla kendini doyurmaya bayılan zatlardan biriyim. Buranın menüsü de, bu keyfi en doğru yaşayabileceğiniz mekanlardan bir tanesi.
Sahrap Pera'da Türk ve Anadolu mutfağından esintiler yer alıyor. Oldukça keyifli, sade bir dekorasyona sahip mekanın kapasitesi ortalama 60 kişi. 5-6 masalık bir de balkonu var ki tam keyiflik. Dost meclisli akşamlar için biçilmiş kaftan adeta.
Akşam yemeği deneyimime “Karidesli Humus” ile başlıyorum. Humus, benim çok sevdiğim, evde sürekli yapıp, çörek otlu kraker ya da pita ekmeği eşliğinde yediğim keyifli mezelerden biridir.Tabii kendi humusumu, kendi damak tadıma uygun olarak yapmak kolay da, kendi damak tadıma uygun olan humusu dışarıda bulmak çok zor. (Kiminin kıvamı kötü, kiminin limonu, yağı az, sarımsağı fazla vs..) Karidesli humus, gerek sunumuyla, gerek lezzetiyle 10 üzerinden10 verebileceğim kadar başarılı bir şekilde hazırlanmıştı. Menüdeki en ciddi tavsiyemdir sizlere.
Diğer favorilerimden “Ege Otlu Mücver”, Sahrap’ın en çok giden ara sıcak tabaklarından biriymiş. İçerisinde hindiba, dereotu ve kereviz sapı gibi otlar var. İsli yoğurt ile servis edilen mücverin damakta bıraktığı tat ve beyinde yarattığı haz inanılmaz.
Ardından kuru baklanın gelebileceği en lezzetli hal olan “Fava” ve Antalya'nın eski yörük yemeklerinden olan ve rezene tohumu ile tatlandırılan “Mercimek Dondurması” geliyor. Mercimek dondurması denilen mevzu aslında bildiğimiz mercimekli köfte. Sadece bilmediğimiz lezzette. Karamelize soğanın bu kadar yakışabileceğini hiç tahmin etmezdim. Hatta hemen söyledim anneme. O da hemen revize etti tarifini.
ANA YEMEKLERDEN NELER VAR?
Gerçek köy tavuğundan yapılan ve kömür ızgarasında pişirilen “Tavuk Külbastı” ana yemek için önerebileceğim spesiyallerden bir tanesi.
Bir de “Tarhanalı Dana Şnitzel” diye bir mevzu var ki, ismini duyduğumuzda heyecanlandığımız, nasıl bir tat deneyimleyeceğimizi fazlasıyla merak ettiğimiz; fakat yedikten sonra tarhana pane farkını damakta pek hissedemediğimiz bir lezzet oldu bizim için. Patates kavurmasıyla servis edilen tabağı bir daha gitsem yer miyim? Pek sanmıyorum.
Ne tavuk, ne şnitzel, ne başka bir şey yerim; ben klasikçiyim, sabit beyinliyim derseniz “Söğürmeli Kuzu Şiş Kebap”ı gözünüz kapalı sipariş edebilirsiniz.
“Sebzeli Balık Buğulama”ise, Sahrap’ta benim hızla nirvanaya ulaşmamı sağlayan efsane ötesi bir ana yemek tabağı. “Bunca yıldır kendi evimde nasıl hazırlıyorsam burada da aynısını yaptım, menüye koydum.” Dedi Sahrap Hanım.Günlük taze balıklarla hazırlanan spesiyalin ciddi anlamda çok lezzetli bir reçetesi var.
“Çilekli Magnolia”, “Fırında Sütlaç” ve“Burmalı Ev Baklavası”, Sahrap Pera'nın tatlılarından birkaçı. Peki favorin hangi tatlıydı derseniz, size direkt “Supangle”derim. Kek, gerçek çikolatadan yapılmış pudding ve file bademin bir araya gelip verdiği o mutluluğun altına imza atarım.
*Gerekli &Gereksiz Not: Supangle (SoupeAnglaise) kelimesi Fransızca olsa da aslında İngiliz Çorbası anlamına geliyormuş. Supangle, diğer tatlılara göre biraz daha cıvık olduğundan kendisine bu isim layık görülmüş.
Sahrap Pera'da durumlar böyle. Kendisiyle tanışmaktan son derece keyif aldığım bu güzel ve eğlenceli kadının mekanını en kısa sürede ziyaret etmenizi öneririm. Hatta gitmişken mutlaka selamımı da söyleyin.