Mina Karanis: Seyahatlerimizi kiminle ve nasıl yaptığımız o kadar önemli ki… Kafanıza uymayan bir insan sizin o şehre olan bütün düşüncenizi bir anda değiştirebiliyor ya da otelinizde olabilecek bir olumsuzluk bütün gününüzü etkileyebiliyor. Bu yüzden benim her zamanki kuralımdır; “Her an her şey olabilir, soruna değil çözüme odaklı ol!” Özellikle tatillerde bu bakış açısı hayat kurtarıyor. 2018’i bitirmemize günler kala yaptığımız seyahatleri düşününce yılın en unutulmaz seyahatinin Prag olduğunu söyleyebilirim. Bir şehir düşünün, sokaklarında yürürken kendinizi bir masala adım atıyor gibi hissediyorsunuz. Orta Çağ tarihini hatırlatan sokaklarında Terim ile el ele yürürken kendi masallarımızı yarattık. İlk günden itibaren şehir bizi tüm romantikliği ile adeta kucakladı. 10. yüzyıldan kalma Old Town’da yürümek, kafeler, restoranlar, at arabaları… Her şey mükemmeldi. Şubat ayında yani en soğuk zamanında gitmemize rağmen soğuğu hiç hissetmedik, bizde harika anılar bıraktı.
Selin Semerci: Küba şüphesiz ki mutlaka görülmesi gereken bir ülke. Komünizmle birlikte yıllarca kendi içine kapanan ve kendi içinde yepyeni bir dünya yaratan bu ülkeyi henüz görmediyseniz bir an evvel seyahat listenize eklemelisiniz. Küba’da başkenti Havana’yı, Vinales’i, Trinidad’ı ve Karayipler’in kıyısı Varedero’yu ziyaret etmelisiniz. Küba’nın gizli kalmış gastronomik mutfağını ve tropik meyveler içinde sunulan kokteyllerini tatmalı, renkli kıyafetleriyle sizi neşe ile karşılayacak Kübalılarla fotoğraf çektirmeli ve klasik Amerikan arabalarıyla şehir turu yapmalısınız. Küba’yla ilgili daha fazla bilgi için seyahatler bölümünden Küba rehberini okuyabilirsiniz.
Selin Semerci: Ukrayna’nın Avrupai şehri Lviv’e vizesiz olarak, sadece kimliğinizle rahatlıkla gidebilirsiniz. Lviv, uygun fiyatları, gece hayatı, zengin mutfağı ve tarihi zenginlikleriyle son yıllarda turistlerin akınına uğruyor. Lviv’in tarihinden gelen Avrupa mirasıyla kendinizi bir yandan Avrupa şehrinde hissederken bir yandan da Ukrayna kültürünü deneyimleyeceksiniz.
Selin Semerci: Milano gezme hızınıza göre 1,5-2 günde rahatlıkla gezebileceğiniz sempatik ve sıcakkanlı bir şehir. Tarihi binaları, görkemli caddeleri ile hem alışveriş tutkunları, hem de tarih meraklıları için çok fazla seçenek sunuyor. Şehirde İtalyan mutfağının en güzel örneklerini deneyebileceğiniz pek çok restoran ve kafe var.Milano’nun en güzel taraflarından biri de şehrin konumu. Milano’dan günü birlik trenlerle veya otobüslerle Venedik’e, Verona’ya, Bolonya’ya, Como Gölü’ne ve daha pek çok şehre gidebilirsiniz. Venedik, trenle Milano’dan 2,5 saat sürüyor. Biletler bir kişi için gidiş-dönüş 50 € civarında.