New York’u tercih ederken öncelikle birçok tereddüttüm vardı. Uzun yol, saat farkı, Kasım ayı ve çok soğuk bir mevsim olması, jetlag çocukları zorlar mı, onlar için yorucu olur mu diye çok düşünmüştüm. Ama kaygılandığım hiçbir şey gerçekleşmedi :) Biz gidişimizi akşam 19:00 uçağına aldık. New York saatiyle oraya varışımız saat 22:30 oldu. Çocuklar uçağa bindikten sonra biraz oyalandılar ve İstanbul saatine göre 22:00 gibi akşam uykusuna geçtiler. İnişe iki saat kala onları uyandırdım, yani gidiş uçağında toplam altı saat uyumuş oldular. Ben bu gibi uzun uçuşlarda her zaman yanıma bolca atıştırmalık alıyorum; salatalık, havuç, meyve, kuruyemiş, çubuk kraker gibi. Uçağa binmeden önce çocuklar için çocuk menüsü siparişi de verebiliyorsunuz. Ancak bazen çocuklar çocuk menüsünü yemezlerse bu atıştırmalıklar hayat kurtarıyor.
New York’ta otel olarak tercihimizi Fifth Avenue bölgesinde olan Park Lane Hotel’den yana kullandık. Otel çok merkezi ve rahattı ancak kahvaltı açık büfe gibi değil de daha çok paketli ürünler alabileceğiniz şekildeydi. Otelle ilgili söyleyebileceğim tek olumsuz şey yemek kısmı olur sanırım. Ben otel rezervasyonumuzu booking.com üzerinden yaptım. Bu arada New York’a gitmeden önce gideceğimiz tüm müze, müzikal gibi yerlerin de biletlerini önceden internet üzerinden aldım.
Saat farkı dolayısıyla çocuklar erken uyanıp çok acıktıkları için otele yakın bir marketten onlara kruvasan, muz, ekmek, meyve gibi bazı atıştırmalıklar aldım. Kahvaltı rezervasyonlarımızı en erken 8:30’a yapabildiğimiz için kahvaltıya gidene kadar onları tutması için odada bunları bulundurmak iyi oluyor.
Bu arada hava biz gittiğimizde özellikle ilk günlerde çok soğuktu. Çocuklara içlik, şapka ve eldiven almak, bu dönemde New York’u tercih edecekseniz mutlaka gerekli. Özellikle Uniqlo’nun termal içlikleri bu seyahatte hayat kurtardı.
İlk günün sabahında Soho bölgesinin ünlü kahvaltıcılarından biri olan Jack’s Wife Freda’ya rezervasyon yaptık. Biz 10 kişilik kalabalık bir gruptuk, New York’taki tüm restoranlar ise internet üzerinden maksimum 6 veya 8 kişilik rezervasyon alıyor. Bu sayının üzerindeyseniz daha önce telefonla aramanız gerekiyor veya walk-in dedikleri sistemle oturtuyorlar.
Jack’s Wife Freda çocuklara uygun ve çocuk menüsü olan bir restorandı. Çocuklar o gün sabah kahvaltısı yerine direkt öğlen yemeği yemek istediler ve çocuk menüsünden çıtır tavuk yediler :)
O günün sonrasında programımız saat 11:00’de Slime Müzesi’ne gitmekti. Kahvaltımız erken bitince müzeye yürüme mesafesinde bir parkta biraz vakit geçirdik ve sonrasında Slime Müzesi’ne geçtik. Yürüme mesafesinde olan yerlere yürüdük, daha uzak mesafeler içinse kalabalık olduğumuz için, Uber’in 6 ve üzeri kişi sayısı alan Uber XL arabalarından kullandık.
Slime Müzesi yine Soho bölgesinde. Biletleri öncesinde internet üzerinden alırken giriş biletine ek olarak kendi slime’larını yapma ve slime yağmurunu da ekstra olarak satın almıştım. Slime Müzesi, Ekim 2019’da 12.000 metrekarelik etkileşimli bir deneyim alanıyla faaliyete geçmiş. İçeride birçok farklı renk ve dokuda slime’lar, oyun ve etkileşim alanları bulunuyor. Çocukların en keyif aldığı etkinlik, slime yağmuru oldu :) Ve finalinde çok keyif aldılar.
Günün devamında biraz Soho bölgesinde dolaştık ve sonrasında Color Factory’ye (Renk Fabrikası) geçtik. Burası da renklerin keyfini kutlayan sürükleyici bir sanat deneyim alanı. Her yaştan insanın keyif alacağı tüm odaların farklı renk ve konseptlerle tasarlandığı eğlenceli bir yer. Her bir odada farklı fotoğraf köşeleri de var ve bu fotoğrafları çıkmadan satın alabiliyorsunuz. Burası da çocuklarla mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. (Color Factory fotoğrafları buraya eklenir)
https://www.colorfactory.co/locations/new-york-city
Akşam rezervasyonumuzu bir et restoranı olan STK Rooftop’a yapmıştık. Bu restoranın New York’ta farklı birçok bölgede şubesi bulunuyor; biz Meatpacking bölgesinde olan şubesine gittik. Buraya da rezervasyonumuzu önceden internet üzerinden yaptık. Çocuk menüsü bu restoranda da mevcut.
Pazartesi sabahı her yıl Kasım ayında Rockefeller Center’da kurulan buz patenine gittik. Girmeden önce kapıdan online olarak giriş bileti aldık. Eğer isterseniz ekstra ücretle resimde gördüğünüz penguenlerden de satın alabiliyorsunuz. Çocuklar onlara tutunarak daha rahat kayabiliyorlar. Girdikten sonra herhangi bir çıkış süresi yok. İstediğiniz kadar içeride kalıp kayabiliyorsunuz.
https://www.rockefellercenter.com/attractions/the-rink-at-rockefeller-center/
Günün devamında Rockefeller Center’a çok yakın olan ve Amerika’nın en ünlü oyuncak bebek markası olan American Girl Store’a geçtik. Burası dört katlı devasa bir oyuncak bebek mağazası. İçeride farklı konseptte bir sürü oyuncak bebek var. Dilerseniz yine internet üzerinden gelmeden önce kendi bebeğinizi tasarlayabiliyorsunuz. Biz orada hazır olan bebeklerden aldık. Aldığınız oyuncak bebeğe isterseniz kıyafet ve aksesuar da satın alabiliyorsunuz. Mağazanın içerisinde küçük bir kuaför salonu da var. Burada, satın aldığınız bebeklere bir saç modeli seçip yaptırabilir veya kulaklarını da deldirebilirsiniz :) Aynı zamanda bebeğinize yaptırdığınız saç modelini çocuğunuza da yaptırabiliyorsunuz. O gün öğle yemeğimizi yine mağazanın alt katında bulunan kendi kafesinde yedik. Bebekleri de masaya sizinle birlikte oturtup onlarla yemek yiyebiliyorsunuz. Ama yemekler çok kötüydü. Bu yüzden restoran kısmına belki sadece bir çay, kahve içmek için gitmek daha doğru bir tercih olabilir.
Sonrasında o bölgeye çok yakın olan Amerika’nın en köklü ve en eski oyuncakçılarından biri olan FAO Schwarz mağazasına geçtik. FAO Schwarz, çocuklar için geniş bir yelpazede birçok farklı kategoride oyuncak ve hediye seçenekleri sunan ikonik bir çocuk oyuncak mağazası. Burada tamamen şansa Jimmy Fallon ve Dwayne Johnson’ı çekim yaparken gördük. Hatta Naz, Jimmy Fallon ile fotoğraf çektirdi :) New York’a giderseniz bu oyuncakçıyı görmeden dönmeyin.
Pazartesi günü son durağımız ise Ice Cream Museum’dı. Dondurma Müzesi’nin Miami, Chicago, Boston gibi farklı eyaletlerde de müzesi bulunuyor. Biz daha önce Miami’dekine de gitmiştik ama buradaki ondan daha farklıydı. İçerisi pespembe, bolca ücretsiz dondurma alabildiğiniz, interaktif ve tamamen dondurma konsepti üzerine kurulmuş bir müze. Çocuklar içerideki tüm alanlarda çok eğlendiler. Burası da çocuklarla New York’ta mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Salı günü ise günümüz Natural History Museum’da başladı. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi, New York’un en köklü doğa tarihi müzesi. Müzenin içerisinde 45 kalıcı sergi salonu ve 20 bağlantılı bina bulunuyor. Müze koleksiyonlarında yaklaşık 35 milyon bitki, hayvan, kaya, göktaşı, insan kalıntıları ve insana ait kültürel eserler bulunuyor. Gitmeden biletlerinizi internet üzerinden alabiliyorsunuz, ayrıca müze içerisinde ekstra olarak bilet alınabilecek farklı sergiler de bulunuyor. Ben bu sergiler içerisinden kelebek sergisine de bilet almıştım. İyi ki de almışım; gerçekten unutulmayacak bir deneyimdi. İçeride tropik sıcaklıkta ve yemyeşil bitki örtüsü arasında 1000'e kadar serbest uçan kelebekleri gördük.
Günün devamında oraya çok yakın olan İtalyan restoranı Serafina’ya yürüdük ve çocuklar orada çok lezzetli yemekler yediler. Yine Serafina’da da çocuk menüsü mevcut.
Salı akşamı Aladdin müzikaline bilet almıştık. Öncesinde Times Square’e biraz erken gidip önce M&M mağazasını gezdik sonrasında da biraz Times Square’ı dolaştık. Times Square’i akşam ışıkları yandığında görmek her zaman daha etkileyici oluyor. Broadway’de çocuklar için farklı birçok müzikal oluyor. Lion King, Frozen, Back to the Future gibi farklı seçenekler de var. Biz Lion King müzikalini Londra’da izlediğimiz için bu kez Aladdin’e gitmek istedik. Müzikal hem bizim, hem çocuklar için çok keyifliydi. Müzikler, oyuncular, tüm şov şahaneydi. Toplamda 2 saat 30 dakika sürüyor ve arada 15 dakikalık bir ara var. Özellikle Aladdin’in cinini oynayan Michael James Scott’ın performansı görülmeye değer.
https://aladdinthemusical.com/
Çarşamba sabahı otelimizin hemen yanında bulunan Sarabeth’s restorana kahvaltıya gittik. Burası da çocuk mönüsü olan ve çocuklu birçok ailenin de tercih ettiği bir restoran. Aynı zamanda Gossip Girl dizisinin de çekildiği lokasyonlardan biri.
Günün devamında New York’un en meşhur cookie’si olarak ünlenen Levain Bakery’ye gittik. Ben New York’ta okurken Levain pastanesinin sadece bir tane lokasyonu vardı ve meşhur cookie’si için önünde kuyruklar olurdu. Şimdi Soho bölgesine bir tane daha pastane açmışlar. En çok sevilen cookie’si ise ‘Chocolate Chip Walnut Cookie’.
Çarşamba günü şansımıza hava çok daha güzeldi. Biz de havayı fırsat bilerek Brooklyn Köprüsü’nü yürüyerek geçtik. Hem bu turistik yeri çocuklarla görmüş olduk, hem de uzaktan da olsa Özgürlük Heykeli’ni gördük. Bu arada ben giderken yanıma çocuklar için baston puset almıştım. İyi ki almışım. Neredeyse tüm gün yürüdüğümüzü düşünürseniz aralarda tüm çocuklar dönüşümlü pusette dinlendiler :)
Akşamüstü New York’a yeni gelen Balon Müzesi’ne gittik. Buraya da biletleri, gitmeden önce internet sitesi üzerinden almıştım. 2020 yılında kurulan Balon Müzesi, İtalya'nın Roma kentinde doğmuş bir sergi. Bu sergi de çocuklarla görülmesi gereken çok keyifli bir deneyim alanı. Serginin sonunda farklı fotoğraf köşeleri kurulmuş. Bu köşelerde de hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz.
Perşembe sabahı önce kızlarla benim New York’ta okurken yaşadığım evi, sonrasında da okulumu görmeye gittik. Benim için çok nostaljik ama bir o kadar da duygusal bir hatıra oldu.
Günün devamında ise Central Park’a geçtik. Central Park’ın içerisinde küçük bir hayvanat bahçesi bulunuyor. İçerisinde papağan, penguen, çita, kutup ayısı gibi farklı birçok canlıyı yakından görebiliyorsunuz. Aynı zamanda parkın içerisinde etrafta dolaşan birçok sincap da var. Yanınızda fıstık götürmeyi unutmayın :)
Central Park’ın içerisinde bir de 4-D sinema var. Burada her 15 dakikada bir bilet alarak izleyebileceğiniz kısa bir 4-D film gösteriliyor. 3 yaş ve üzeri çocuklarla çok keyifli bir deneyim.
https://centralparkzoo.com/things-to-do/experiences/4-d-theater
Uçağımız cuma gecesi 23.50’de olduğu için dönüş günümüzde de kısa bir tur ile MOMA müzesine gittik. Tam kapanışa yakın gittiğimiz için tümünü gezemedik ama hem MOMA çocukların mutlaka görmesi gereken bir müze, hem de MOMA’nın içerisinde bulunan mağazasında çocuklar için çok güzel sanat kitapları satılıyor.
Çocuklar için unutulmayacak anılarla dolu çok güzel bir ara tatil seyahati oldu. Umarım sizler de okurken keyif almışsınızdır.
Herkese sevgiler,
Buse