Doğayı gözlemlemek için tartışmasız en doğru yer, Mara Nehri, Kenya oluyor. Büyük kambur balinalar, Antarktika’dan Tonga’ya kendi yavrularının yanlarına dönüyorlar. Kayak, şnorkel, dalış ya da yüzme! İstediğinizi yapabilirsiniz ama mutlaka güvenilir bir tur şirketi bulun. Balinaların seslerini çok uzak mesafeden bile duyabilirsiniz, adeta şarkı söylüyorlar. Aynı zamanda yunuslar, deniz kaplumbağaları, manta vatozları ya da binlerce değişik deniz canlıları ile tanışabilirsiniz. Doğa ve vahşi yaşamı deneyimlemek isteyenler için bir başka öneri de Madagaskar.
Ağustos ayında Tayland yağmurlar altında olsa da Koh Samui’de güneşi görmek mümkün. Koh Samui’nin birbirinden lüks otellerine gidip kokteylinizin keyfini çıkarabilirsiniz. Bir diğer önerim de Yeni Zelanda’ya bağlı takımadalarından Cook Adaları. Bu masmavi cennette okyanusun, doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Fazla uzaklaşmayalım diyorsanız da Ege ve Akdeniz arasında kalan bölüm yani Türk Rivierası’nda gemi yolculuğuna çıkabilirsiniz.
Papua Yeni Gine’nin yerlileri ile beraber Mount Hagen Cultural Show’nu izlemeye ne dersiniz? Etkinlik 17-20 Ağustos tarihleri arasında Mount Hagen’de gerçekleştiriliyor. İlk olarak 1964 yılında gerçekleştirilen etkinlik, yerli halkın kültürünü ayakta tutmaya izleyicilere kendi danslarını, şarkılarını göstermeye günümüzde de devam ediyor.
Adrenalin arayanlar için doğru yer Avrupa’da bulunan Pireneler. Doğa yürüyüşü, abseil, rafting, kayaking ya da dağ bisikleti gibi birçok sporu gerçekleştirebilirsiniz. Eğer su sporlarını daha çok seviyorsanız, sizin için doğru yer Zambezi Nehri. Rafting için suyun en elverişli olduğu dönem. Hatta Livingstone Adası’nda Devil’s Pool’a gidip Victoria Şelaleri’nin büyüsüne kapılabilir ya da penguenleri ziyaret edebilirsiniz.