ARA
Türkiye’nin beşinci büyük gölü olan İznik Gölü tam anlamıyla bir doğa harikası. Suyu tatlı olan gölde balık ve kerevit avcılığı yapılıyor. Göl kıyısında kahvaltı ve balık servisi yapan restoranlar bulunuyor. Bahar ve yaz aylarında gölde kano ve tekne turu yapmak mümkün. Tur sırasında göl kıyısının 20 metre açığında 1.5- 2 metre derinlikte bulunan ve 1600 yıl önce Aziz Neophytos’un adına inşa edilen bazilikayı görebilirsiniz. Bu batık, Amerika Arkeoloji Enstitüsü tarafından ‘2014 Yılının En Önemli 10 Keşfi’ arasında gösterilmişti.
İlk olarak 15. YY’da ortaya çıkan İznik çinisi dünyaca ünlü… Buraya kadar gelmişken bir, iki saatlik çini atölyesine katılmanızı öneririz. Atölye sırasında hem çini sanatı hakkında bilgi edinecek hem de kendi hediyelik eşyanızı üretmiş olacaksınız. Tabii usta işi çinilerden edinmek için de onlarca seçenek var.
Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan İznik, Hristiyan dünyası için 1'inci ve 7'nci Konsil'in gerçekleştirildiği yer olarak oldukça özel bir öneme sahip. Burada kiliseden camiiye dönüştürülen Ayasofya Camii, Aziz Tryphonos Kilisesi, Koimesis Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Turkuaz rengi minaresi ile ünlü İznik Yeşil Camii, İznik Müzesi olarak hizmet veren Nilüfer Hatun İmareti de oldukça özel yapılar… Tarihi İlk Çağ’a kadar uzanan Nikea antik kenti ise tarih severler için olmazsa olmaz…
Şehir surları ve kapıları İznik’in en etkileyici yapılarından… Lefke Kapı ve İstanbul Kapı, İznik surlarının dört kapısından en önemli ikisi. Sırasıyla Bithynia, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok dönemden izler taşıyan şehir surlarının doğu yakasından giriş yapılanı Lefke, kuzey yakası ise İstanbul kapısı.
