7-8 yaşlarındayım, sabah erken saatler... Okula doğru yürüyoruz… Kış gelmeden ayazı gelmiş gibi soğuk, annem de atkımı iyice sıkmış. Nefes almak zor ama üşümek daha kötü olabilir diye sesimi de çıkartmıyorum. Üsküdar’daki Doğancılar Parkı’nın içinden yürüyüp karşıdan karşıya geçtik mi; hafif karanlık, soğuk kış günü camları buğulu tek yer pastane... Sıcacık… Annem keyif yapayım diye bazen beslenme çantamı evden doldurmazdı. Pastaneden bir poğaça, bir üzüm suyu, iki minik ekler alırdık; mönü sabit. Poğaçanın kokusu da, sıcaklığı da tüm çantamı sarardı. Okula gireriz, dersler başlar… İlk ders matematik defterimi mi çıkaracağım, poğaça kokuyor. Kalem kutumu mu alacağım, yine müthiş poğaça kokuyor. Gelse şu öğlen arası, icabına baksam diye dakika sayardım! Hep yutkuna yutkuna matematik, hayat bilgisi…
Evde bu tarifi yaptığımdan beri, o anların güzelliğine dönmek çok kolay…
Kaynar su ve soğuk sütü karıştırıp ılık bir karışım elde edin. Şekeri ve mayayı da ekleyip karıştırın. 10-15 dakika ağzı kapalı beklesin kabarsın.
Kabaran mayalı karışımı karıştırma kabına döküp zeytinyağı, yumurta sarısı ve yumuşacık tereyağı ile karıştırın.
Tam burada not: Bu tariften 10-12 adet çıkıyor, eğer iki katı yapmak isterseniz; 2 yumurta sarısı yerine 1 bütün yumurta kullanabilirsiniz.
Karışıma kontrollü şekilde unu ekleyin, tuzu da beraberinde ilave edin ve yoğurun. Yumuşacık bir hamur olmalı, asla sert olmasın.
Hazır olunca yuvarlak şekil verip yağlı kağıt üzerine dizin. Üzerini örtüp 15-20 dakika dinlendirin.
Bu sırada fırını 180 dereceye ısıtın.
Mayalanan poğaçaların üstüne yumurta sarısı sürün. Yumurta sarısına bir damla pekmez veya biraz şeker ilave ederseniz daha parlak olur. Çatalla izler yapın ve sıcak fırına verin. Üzeri kızarınca hazır, afiyetler olsun.